Ne kadar güzel öyküler, ne kadar içten cümleler! Büyük bir keyifle, duygulanarak okudum Yakınlıklar'ı.
Ben normalde pek iyi bir öykü okuyucusu değilimdir. İsmim ile büyük bir ironi olduğunun farkındayım :) Fakat öykü okumak bana oldukça zor geliyor. Bir tanesini bitirdikten sonra diğerine nasıl geçerim, öncekine hakkını yeterince vermiş olur muyum gibi sorular yüzünden ne öykü kitabı alırım ne aldıklarımı zamanında okurum. Yakınlıklar'a da korka korka başladım. Fakat ilk öykü bittikten sonra hemen diğerine başlamak istedim, bunun için bir suçluluk da duymadım. Teşekkürler Caldwell!
Kadınlığın türlü hallerini anlatan öyküler yazmış Caldwell. Annelik, kürtaj, evlilik-ilişkiler özelinde bahsetmiş genelde kadınlıktan. Yalnızlık, endişe, korku, tutku, merak, utanç, stres... Hepimizin hissettiği gibi, hepimizin bildikleri... Büyük sözler yok öykülerde. Büyük trajediler, çıkmazlar, krizler yok. Genelde günlük, rutin, sıradan dertler ve düşünceler okuyoruz. Dolayısıyla uzun olay örgüleri, bir şekilde tatlıya (veya acıya) bağlanan sonları yok. Kadınların hayatlarında kısa veya uzun bir döneme rastlıyor ve geçiyoruz. Öykülerin okunmasını bu kadar kolay kılan da Caldwell'in bu tercihi olabilir.
İrlanda, çok güzel yazarlar çıkarıyor. Ben de onları okumaya bayılıyorum.