“Sanayi devriminin ürettiği aşırı zenginlik, Batı’da, özellikle şehir hayatında, çeşit çeşit yeni eşya, alet, tüketim malı, sanat ürünü, elbise, kumaş, resim, biblo ve ıvır zıvır ile kuşattı insanoğlunun hayatını. Bütün bu eşyaların tanıtıldığı gazeteler, onları kullanan sınıfların yeni hayatları ve zevkleri, reklamlar, şehri kuşatan çeşit çeşit işaret, levha, Batı medeniyetinde hayatın önemli ve renkli bir parçası oldu. Bütün bu görsel zenginlik, eşya çokluğu, şehirlerin karmaşası, eski güzel zamanlarda açıkça ve doğrudan görülebilen hayatın basit anlamını gerilere itiyordu. İnsanlar artık şehrin ormanında, tek tek ağaçlardan bütün ormanı göremez hale geldikçe, anlamın gerilerde bir yere gizlendiğini hissediyordu.”