Çok merak ederek ve heyecanla okuduğum bir kitaptı. Ne kadar okurken içim buruk olsa da düşüncenin gücünü, azmin gücünü, sorgulamanın gücünü, anneliğin gücünü, ve sevginin nasıl bir iyileştirici merhem olduğunu okudum.
Düşüncenin gücü:
İnsanların her ne sorunu,her ne problemi var ise düşüncenin olumlu olması ve insanın kendisinin motivasyoncusu
''Bu, yalnızca bir düşünce; düşünceler değiştirilebilir.''
Günde ortalama bir insan kaç kez düşünür?
Düşünmek çözüm müdür yoksa problemin ta kendisi mi?
Neden dünyadayız?
Dünyaya geliş amacımız nedir?
Amaçlar önceden kim tarafından seçilmiştir?
Pes etmek üzere olan kişi neden sadece benmişim gibi geliyor?
Pes etsem ne olur ya da hedeflerimi değiştirsem?
Cesareti tetikleyen şey korku mu ?
gibi gibi gibi... sorularım vardı ve okudukça daha nice sorular biriktirdim.
Kişisel gelişim kitaplarına daha önce oldukça mesafeli olduğumu sizlere de belirtmiştim fakat yazarın dilini, konuyu anlatış ve ele alış biçimini kendime daha yakın bulduğum için durmadan soluksuz okumaya devam ediyorum. Sıkıldığım , tıkandığım, tekrar gibi hissettiğim noktalar olmadı değil- ama karşılaştığımız , içinden çıkamadığımız , kendimizi boşlukta hissettiğimiz durumlardaki konular da aslında temelinde birbirinin tekrar değil mi? Hayat bir çok şeyin tekrarının farklı versiyonları ve güncellemeli hali gibi değil mi zaten?
Severek kısa sürede okudum sırada yeni kitabım var :)
Biz Kadınlar olarak sınırlı seçenekleri kabul etmek üzerine programlandık. Pek çok evli kadın son derece yalnız: çunkü seçeneklerini kaybettiklerini hissediyorlar ve güçlerini eşlerine vermiş durumdalar.
Biz asla "yapacağım" ya da "eğer" ya da "olduğu zaman" ya da "olarak" kelimeleri kullanmıyoruz; cünkü bunların her biri geciktirici olumlu ifadelerdir.