Salih Mirzabeyoğlu’nu beğenirsiniz beğenmezsiniz, ama kelimenin tam anlamıyla ciddi adamdır.
Gevşekler anlamakta güçlük çekecek olsalar da söyleyeyim; bir ömür ciddi olmayı bilen ve “can taşıma liyakatinin” ne olduğunu gösteren adamdır.
Bir ülkeden düşünür çıkması için her şeyden evvel bir düşünce geleneğine ihtiyaç vardır.
Düşünce geleneğinin oluşması için de düşünürlerin kovuşturulmaması gerekiyor elbette.
Cemil Meriç “Mağaradakiler” yapıtında, “Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede düşünce adamı nasıl çıkar?” demişti değil mi?
Mirzabeyoğlu Büyük Doğu’ya nispetle eserler verdi; yeni bir dil kurmaktan, estetikten, diyalektikten bahsetti.
Sayesinde Büyük Doğu’dan İBDA inkişaf etti.
Kovuşturdular.
Aldılar, götürdüler. Hücrelere attılar. 15 yıl içerde cezaevinde yatırdılar.
Telegram işkencesine tabi tuttular.
Hülasa, Büyük Doğu-İBDA çerçevesinde aktif bir düşünce geleneği oluşmak üzereyken, yani, sanatta edebiyatta düşüncede bir yığın genç yetişecekken, “ahbesin çocukları” müdahale ettiler.
Dağıttılar.
Salih Tuna
24/12/2014 Çarşamba