Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü
25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak benimsenmesinin temelinde trajik bir öykü yer alıyor. 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel’in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz
“ Akreple Yelkovan ”
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi? (Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına
Reklam
"Hayat her şeye rağmen çok güzel" diyen bir insanla benim sohbet sürem 5 dakikayı geçmez. O da havadan sudandır, sıkılırım, bunalırım bu aptal iyimserlikten, mideme ağrılar girer. Düşünsene sana açan güneşi ya da miyavlayan kediyi gösterip bu "rağmen" edatına kanıt sunduğunu.. Ama artık ona hayatın nesnel bir anlamı ve amacı olmadığını, bunu zaten bilim adamları ve filozofların defalarca kez söylediğini, fenomenlere anlamı kendisinin yüklediğini, sadece kendisinin öznel bir amaç yaratarak, şunun-bunun ucundan tutup, ölene kadar kendisini kandıracağını da açıklamak zaman kaybıdır. Bu "hiçbir kanıt olmamasına rağmen tanrı vardır" demeye benziyor bence. Bir şey "bunca şeye" rağmen niye var olsun ya da güzel olsun? Homo Sapiens'in bu dünyada nesnel ve kozmolojik olarak bir anlamı / amacı yoktur. Tıpkı 2 milyarlık canlılık tarihindeki türlerin hiçbirisinin olmadığı gibi. Evrensel skalaya bakarsak bırakın insan hayatının, güneşin, hatta bizim galaksinin, ya da supercluster'ın ile bir anlamı olmadığını görürsünüz. Kim s.kler Samanyolu'nu, milyarlarca başka galaksi var. Bence dinozorlar da "hayat herşeye rağmen çok güzel derken" öldüler. Zaten anlam ya da amaç aranması evrenin bir aygıtı olmaktan öte gidemeyen, ve "öz bilinç" sistemi gelişen tek canlı olan biz insanoğluna özgü bir sorgulama. Ha çoğu varoluşçu filozofun hatta Freud'un dediği gibi, anlamsız bir evrende kendi amaçlarımızı seçmekte özgürüz gibi lafları da özellikle benim gibi nihilistleri pek tatmin etmiyor.
Statükocuları Severim Statüko'dan Ötürü
Meşrulaştırma: Sistemin Dışından Düşün(eme)mek… Bugüne kadar sistem eleştirisi konusunda girdiğim tartışmaların ve yaptığım okumaların en büyük ortak sorununun “meşrulaştırma” (İng: “justification”) olduğunu gördüm. Bu sorunu görme nedenim sadece “dış gözlem” değil; aynı zamanda “iç gözlem”. Ben de bu hataya düştüm ve hala ara ara
Geri110
104 öğeden 101 ile 104 arasındakiler gösteriliyor.