"Hayat her şeye rağmen çok güzel" diyen bir insanla benim sohbet sürem 5 dakikayı geçmez. O da havadan sudandır, sıkılırım, bunalırım bu aptal iyimserlikten, mideme ağrılar girer.
Düşünsene sana açan güneşi ya da miyavlayan kediyi gösterip bu "rağmen" edatına kanıt sunduğunu..
Ama artık ona hayatın nesnel bir anlamı ve amacı olmadığını, bunu zaten bilim adamları ve filozofların defalarca kez söylediğini, fenomenlere anlamı kendisinin yüklediğini, sadece kendisinin öznel bir amaç yaratarak, şunun-bunun ucundan tutup, ölene kadar kendisini kandıracağını da açıklamak zaman kaybıdır.
Bu "hiçbir kanıt olmamasına rağmen tanrı vardır" demeye benziyor bence.
Bir şey "bunca şeye" rağmen niye var olsun ya da güzel olsun?
Homo Sapiens'in bu dünyada nesnel ve kozmolojik olarak bir anlamı / amacı yoktur.
Tıpkı 2 milyarlık canlılık tarihindeki türlerin hiçbirisinin olmadığı gibi.
Evrensel skalaya bakarsak bırakın insan hayatının, güneşin, hatta bizim galaksinin, ya da supercluster'ın ile bir anlamı olmadığını görürsünüz.
Kim s.kler Samanyolu'nu, milyarlarca başka galaksi var.
Bence dinozorlar da "hayat herşeye rağmen çok güzel derken" öldüler.
Zaten anlam ya da amaç aranması evrenin bir aygıtı olmaktan öte gidemeyen, ve "öz bilinç" sistemi gelişen tek canlı olan biz insanoğluna özgü bir sorgulama.
Ha çoğu varoluşçu filozofun hatta Freud'un dediği gibi, anlamsız bir evrende kendi amaçlarımızı seçmekte özgürüz gibi lafları da özellikle benim gibi nihilistleri pek tatmin etmiyor.