"PADKOLYOSİN
Gerçekten de şimdiye kadar aklım neredeydi benim? Yaşamın anlamını biliyor muydum? Hayır, hiçbir şeyden haberim yoktu. Nasıl geçti bekarlık yıllarım? Neler düşündüm, neler yaptım? Yedim, içtim, uyudum, her gün daireye gittim, böyle yaşadım... Yani dünyanın en boş, en sıradan adamıydım. Evlenmeyenlerin ne kadar budala olduğunu şimdi anlıyorum; şöyle bir çevremize baksak... Böyle bir sürü kör olduğunu görürüz. Bir yerin kralı falan olsam herkesin evlenmesini buyururdum; kesinlikle herkesin evlenmesini, krallığımda bir tane bile bekâr kalmamasını isterdim! Birkaç dakika sonra gerçekten evleneceğim. Birdenbire ancak masallarda rastlanan, sözcüklerle anlatılmayacak bir mutluluğa kavuşacağım.
(Kısa bir süre susar)
Aslında etraflıca düşününce epey ürkütücü geliyor. Bütün yaşamını, bütün geleceğini bir insana bağlıyorsun; üstelik pişmanlık falan da fayda etmez artık, bahane bulamazsın, hiçbir şey yapamazsın... Her şey bitti, sözler verildi. Bu işin geri dönüşü yok: Birkaç dakika sonra rahibin karşısında olacağım; kaçamam artık.... Bütün hazırlıklar yapıldı, araba dışarıda bekliyor. Gerçekten çekip gidemez miyim acaba? Tabii gidemem; bütün kapıların arkasında insanlar var, nereye gittiğimi sorarlar. Olmaz. Ama şu pencere açık, pencereden kaçamaz mıyım? Yok, mümkün değil, hem yakışık almaz, hem de çok yüksek."