Pangloss: Üstad, bize insan adlı bu tuhaf hayvanın neden yaratıldığını söylemenizi rica etmeye geldik. Derviş: Sen buna niye karışıyorsun, senin işin mi bu? Candide: Ama sayın efendimiz, dünyada korkunç fenalıklar var. Derviş: Kötülük yada iyilik olmuş bundan ne çıkar? Sultan, Mısır'a gemi yolladığı zaman içindeki farelerin rahat olup olmadıklarını düşünür mü? Pangloss: Öyleyse ne yapmalı? Derviş: Çeneni kapatmalısın. Pangloss: Sizinle biraz sonuçlarla nedenler hakkında mümkün dünyaların en iyisi, fenalığın kaynağı, ruhun niteliği ve sonsuz uyum hakkında tartışaçağım diye seviniyordum. Derviş bu sözler üzerine kapıyı yüzlerine kapattı.
Dünyanın sonunun geldiğini ne kolay düşünür insan değil mi? Sanki hemen kapımızda bekleyen ve gelmesi her an muhtemel bir son varmış gibi. Sonsuzluğu hayal edemediğimiz için başımıza neler geldiğini düşündün mü hiç? Sonsuzluğu anlayamıyoruz. Çünkü bizim teker teker yaşadığımız hayatlar bitiyor. O yüzden zannediyoruz ki hayat bir gün toptan bitecek. Hayır! Bizim sonlanıp duran kısacık hayatlarımız sonsuzluğu besliyor. Biz öldükçe sonsuzluk devam edecek. Sen hiç kendi hayatında dünyanın sonunun geldiğini hissettin mi? Bitti dediğin oldu mu? İşkence görürken... dünyanın sonunun geldiğini düşünmüyor insan. Sadece bu işkencenin bir sonu olacağını düşünüyor.Bir gün biteceğini. En azından ölünebileceğini ve o an biteceğini. Biz bunu dünyanın sonu olarak göremeyecek bir inancın peşindeyiz Şahbaz... Bilmiyor musun? Biz öldükçe, biz yaralandıkça dünyanın sonu gelmeyecek ki... tüm acıları bunun için çekerken, acının eşiğinde nasıl dünyanın sonunun geldiğini düşünür insan. Karamsarlık ihanettir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
diyelim suya bir tas attın, en kısa yoldan suyun dibine iner. kendine bir hedef belirledi, kafasına bir sey koydu mu, siddhartha'da da degisik degildir durum. siddhartha hicbir sey yapmaz, bekler, dusunur, oruc tutar, ama tas nasıl suyun icinde yol alırsa, o da dunyadaki nesneler icinden yol alıp gider, bir sey yapmaksızın, kılını kıpırdatmaksızın; bir sey cekip goturur onu; cunku hedefinden onu alıkoyacak hicbir seyin ruhundan iceri sızmasına izin vermez. iste samanların yanında siddhartha' nın ogrendigi sey. kalın kafalıların buyu diye niteledigi ve cinlerin basının altından cıktıgına inandıgı sey. cinlerin basının altından cıkan hicbir sey yoktur, cinler yoktur cunku. herkes buyu yapabilir herkes belirledigi hedefe ulasabilir, yeter ki dusunmesini, beklemesini, oruc tutabilmesini bilsin.
"Sen gerçekten dünyanın yuvarlak olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordu Aristotales'e. "Böyle düşünmüyorum. Bundan eminim," dedi düşünür. "Tutulmalarda dünyanın ay üzerine düşen gölgesi yuvarlaktır. Ve bir geminin önce güvertesinin, sonra direğinin yok olduğunu görürsün. Yaklaşan bir gemide de tersi olur."
İnsan ister istemez, yaşamları boyunca kitlelerin devrimci hareketi üzerine bu denli çok konuşan, tıpkı bazılarının Mesih'in gelişini beklemesi gibi, yıllarca böyle bir hareketin ortaya çıkmasını bekleyen anarşistlerin, bu harekete hemen katılacaklarını, hareketle tamamen bütünleşeceklerini ve tüm varlıklarını harekete adayacaklarını düşü­nür.
Sayfa 185
Kuşlar uçtuğunu bilirler mi? Yoksa sadece uçarlar mı? Ya ağaç? Yeşil olduğunu düşünür mü? Yoksa sadece yeşil midir? Peki, insan, insan olduğunun farkında mıdır? -Eddi Anter-
Reklam
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
"Şunu hiç düşündünüz mü? Neden popüler kitapların filmleri çekiliyor? Buna çoğu kişi 'para için olsa gerek' diye cevap verecektir. Elbet de para kazanmak da bu işin bir amacı, ancak temel amaç bu değil. Temel amaç insanları kitap okumaktan uzak tutmak. Çünkü kitap, insana hayal gücünü kullandırır. Olayları, kişileri kendi kafasında canlandırdığı şekilde yaşar. Yani kısaca, kitap okuyan insan düşünür! Ama Deccalın istediği düşünen insan değil, izleyerek gördükleri içinde hapsolan insandır. O yüzden bugün sinema sektörüne ayrılan para, kitap sektörüyle kıyaslanamaz durumda."
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öyle yerlere değinmiş ki yazarımız; "Evet işte çok haklı" demekten kendimi alamadım. Nokta atışı mı desem artık bilemedim. Kime göre, neye göre haklılık konusunda uzun uzun düşünmeme neden olan kitapların başında geliyor artık. Okuduktan sonra da düşündürmeye devam ettiren bir kitap demek. Kendi kendinizle de münakaşaya giriştiniz mi bilmem ama ben girişmek zorunda kaldım. Hep doğruyu mu düşünür insan beyni? Yanlışlıklar bunun neresinde o vakit...
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120bin okunma
Bulut mu Olsam Denizin üstünde ala bulut yüzünde gümüş gemi içinde sarı balık dibinde mavi yosun kıyıda bir çıplak adam durmuş düşünür. Bulut mu olsam, gemi mi yoksa? Balık mı olsam, yosun mu yoksa?.. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
Reklam
Kuşlar uçtuğunu bilirler mi? Yoksa yalnızca uçarlar mı? Ya ağaç? Yeşil olduğunu düşünür mü? Yoksa sadece yeşil midir? Peki insan, insan olduğunun farkında mıdır?
140 syf.
·
Puan vermedi
Bu gün yolculuk sırasında okudum. Ne kitapmış gördüm. Resmen bir şarjör mermi boşalttı Beynime. İnsan bu kadar uç noktalarda yaşar ya da düşünür mü bilmiyorum. Beğenip beğenmeme konusunda hala kararsızım. Tek tavsiyem anlamak için çok sakin bir ortamda okuyun.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,4bin okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Yaşarken mutlu mu olmalı, acı mı çekmeli? İvan ilyiçin hayatı böyle bir işte. Başta mutluyken ölümün ona dokunamayacağını düşünür. Perde asarken geçirdiği talihsizlik onun hayatını birkaç yıl içinde perişan eder. Doktorlar çare bulamazlar. Ölüme yaklaştıkça hayatını sorgular. Dünya klasiklerinden olan okunması gereken bir kısa öykü türünde bir kitap.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202244,8bin okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı okurken bir çok insan hangi hayatın normal olduğunu düşünür acaba . Kocasına yemek yapan çocuğunun gelmesini bekleyen bir kadın akşam kocasıyla yatağa girip uyuyan kadın mı , yoksa kocasına yemek yapan çocuğunun gelmesini bekleyen bir kadın ama akşam kocasıyla yatağa girip uyuyamayıp çıkan ve gece boyuca Anna Karenina okuyup çikolata ve içki ile yaşayan ve günlerce bir damla uyumamasına rağmen uykusu olmayan kadın mı.Bana ikincisi daha normal bir hayat gibi geliyor. Haruki kitapta kadına sorgulattığı olaylar bende bir gün evlenirsem aynı soruları soracağım diyeceğim şeylerdi.Evliliğin hem güzel hem kötü taraflarını göstererek bir yandan uyku ve uykusuzluk dengesini göstererek bana şunu sordurttu. uyku mu uykusuzluk mu hangisi gerçek sen .
Uyku
UykuHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20153,086 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.