"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Bizlerin filozofları yorumlamaya çalışırken içine düştüğü en büyük hata, onların insanlık adına yapmaya çalıştıkları reformları değil de kendilerinin yaşantısını ve inançlarını daha çok dikkate almamızdır bana kalırsa. Bir düşünürü, bize karşıt bir fikre sahip olduğu için dışlamaya, hatta ötekileştirmeye çalışmanın kendisi de aslında bir düşünceyi
03 EYLÜL, SALI, 2013
Haydar Ergülen yazdı… Ingeborg Bachmann’ı tanıyalı 40, Paul Celan’ı tanıyalı 26 yıl oldu.
Yankı yayınlarından aynı yıl, 1969, çıkan “Manhattan’ın İyi Tanrısı” (çev: Hikmet Göktan) oyunu ile öykülerini içeren “Otuz Yaş”(çev: Kamuran Şipal) ilk okuduğum Bachmann kitaplarıdır. Sonra Ahmet Cemal’in çevirisiyle, herhalde bir
Ingeborg Bachmann’ı tanıyalı 40, Paul Celan’ı tanıyalı 26 yıl oldu. Yankı yayınlarından aynı yıl, 1969, çıkan “Manhattan’ın İyi Tanrısı” (çev: Hikmet Göktan) oyunu ile öykülerini içeren “Otuz Yaş”(çev: Kamuran Şipal) ilk okuduğum Bachmann kitaplarıdır. Sonra Ahmet Cemal’in çevirisiyle, herhalde bir kuşağın okuduğu “Malina”(BFS yayın, 1985)