hiçbir düşüş aynı değildir. insan, her düştüğünde farklı biridir.
Sıranın üstünde gidip dokunduğu Tom’un kendi ölümüydü.
Reklam
"...bir kez daha anlıyordu ki ibadet ve kulluğa göre donatılmış fıtrat, sadece yemek, içmek, eğlenmek gibi dünyanın adi ve süfli zevk ve lezzetlerinin peşinde koşup fıtrata muhalif hareket ederse, mahlukatın en üstünü ve en şereflisi olarak yaratıldığı insanlık mertebesinden, hayvandan da daha aşağı ve en rezil olan mertebeye düşüyor ve bu düşüş sadece kendisine değil, etrafındakilere de zarar veriyordu..."
Dünya kayıyordu. Evet, her şey kayıp geçiyordu üzerimden.
Sayfa 39 - Can yayınlarıKitabı okuyor
İnsan böyledir, aziz bayım,iki yüzü vardır onun: Kendini sevmeden başkasını sevemez.
Suç hep sahnenin önünde işleniyor ama suçlu orada kısa bir süre kalabiliyor, sonra yerini hemen başkasına terk ediyor.
Reklam
Şehitler, unutulmak, alaya alınmak ya da kullanılmak arasında seçim yapmak zorundadır aziz dostum. Anlaşılmaya gelince, asla.
Bir adam tanıdım. Kafasız bir kadına yaşamını 20 yılını verdi. Her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, hatta dürüstlüğünü. Fakat bir akşam onu hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu hepsi bu. İnsanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. Bu yüzden kendini karmaşa ve dram yüklü bir yaşam yaratmıştı. Bir şey olması gerek, insan ilişkilerini bir çoğunun açıklaması işte bu.
İnsan böyledir aziz bayım, iki yüzü vardır onun. Kendini sevmeden başkasını sevemez. Olur da binaınızda bir ölüm yaşanırsa komşularınıza gözlemleyin. Onlar kendi küçük yaşamlarının içinde uykudayken bir bakmışsınız kapıcı ölmüş. Hemen uyanırlar, koşturmaya başlarlar, bilgi alırlar, ahlanıp dururlar. Taptaze bir ölü. Nihayet göster başlar. Trajediye gereksinimleri vardır. Neylersin bu onların küçük aşkınlıkları, aperatifleridir.
Bizi yalnızca ölümün duygulandırdığına dikkat ettiniz mi?
Reklam
İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak öldüğünüzde inanırlar.
Doğrusu, kadın dostlarımızın Napoléon Bonaparte'la ortak bir yönleri vardır: Herkesin başarısızlığa uğradığı yerde, onlar başaracaklarını sanır.
Yaşam benim için gittikçe zorlaşıyordu: Beden keyifsiz oldu mu yürek de ölgünleşir. Öğrenmeye hiç gerek duymadığım halde çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum sanırım.
Var olmanın ancak temelsiz bir sarhoşluk içinde kalınırsa çeşnisi vardır; o çakırkeyif hâl olmasa varlığın elinde olumlu hiçbir şey kalmaz. (...) Sarhoş olacak malzememiz vardır, ama yapamayız bunu; hayat doluyken yaşamın içinde değilizdir; onu delip geçer ve gerçekdışılığını ayırt ederiz, zira ayıklık zihin berraklığı ve uyanıştır. Neye uyanırız, ölüme değilse?
Ama hayat, içermeye kadir olduğu anlamın tasallutuna uğrar uğramaz ufalanıp dağılır: Ne olduğuna, ne değer ettiğine, ürkek ve gayri muhtemel özüne bir ışık tutar bu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.