Bürümüş yolların kenarlarını,
Kimi fidan kimi ihtiyarlığa susamış ağaçların Sarıdan kahveye çalar solgun yaprakları.
Rüzgarın yönü dönmüş birkaç ay evvelsinin tersine.
Bu havalar ki işarettir,
Sıcakla soğuk havanın cengine.
Soğuğun ürpertisi titretir insanı,
Ve soğuğun ürpertisine eklenir geçim telaşı.
Dört duvar arasını ısıtacak odun,
Boğazdan geçecek bir lokma ekmeğe katılacak un.
Yazı bir kışı bin mesele.
Keşke diyor insan,
Keşke yalnız odun, un yetse bütün dertleri dindirmeye.
Gün ışır da dağılırsa dağların dumanı,
Belki yeşerir yeniden garip kulların garip umutları.