Hayattan ve insanlardan o kadar yoruldum ki yarını kestiremiyorum. Hikayem bitsin istiyorum, yoruldum insanları omzumda taşımaktan. Bu mu hayat? Yoksa bana özel mi bu ıstırap? Herkesin bir dert duvarı vardı, benim hep duvarlarım oldu. Duvardan duvara çarpılmak kaç açılı geometrik şekil eder? Ruhu olduğu unutulmuş kuşakların, ruhunu var etmek için cenk veren yetim ruhlu çocuklarıyız. Meğer yaradılış nasibime insan olmak düşmesi ne büyük bahtsızlıkmış. Kuş olmak isterdim, belki bir bulut veyahut bir ağaç. İnsan, kötü ruhlar dergâhının en kıdemli üyesi iken bu yaradılışın özüne karşı cenk vermek elbette ruhumu incitir. Bebekken bile ağlamayan bir çocuktum ben, ihtimaldir ki annemin karnını dahi tekmelememişimdir. Süreyya gibi şaşırmadım bu hayata, zaten bir beklentim de yoktu.Ruhum ruhlar dergâhına hep meyilli, sadece yolculuk için sonsuz zamanlı bir sıraya girdi. Bu beklentisizlik için de iyilikten konuşmak, iyilikler görmek, yüreği güzel insanın kaderine yazılmak isterdim. Sözün hulasasi yorgun olan ruhumun bir avuç güzelliğe, sabır ve duanın karşılığını verecek olan yaradanın nasip edeceği güzel günlere ihtiyacı var. Dayan ruhum hikayen bitmeden sen de bahçene çiçekler ekeceksin.🙏 E.Y