. Yetişkin kadın bedeni anladığım kadarıyla büyük bir bubi tuzağıydı. Eğer bir delik varsa, içine bir şeyin itilmesi ve başka bir şeyin dışarı çıkması kaçınılmazdı ve bu her türlü delik için geçerliydi: Duvardaki bir delik, bir dağdaki bir delik, yerdeki bir delik. Bu yetişkine yapılabilecek ya da yanlış gidebilecek o kadar çok şey vardı ki... Kadın bedeni, onsuz daha iyi olacağımı hissettim. . . .
"Ağız, duvardaki bir delik değildir, bunu çamurla kapatamazsın".
Reklam
Hans Berger ve EEG
Hikâye 1897 yılında, 23 yaşındaki çiçeği burnunda bir yüksek lisans mezununun Almanya'daki Jena Üniversitesi Psikiyatri Kliniği'nde işe girmesiyle başlamıştı.93 Uzmanlık alanı nöropsikiyatriydi. Köklerini Thomas Willis'in 17. yüzyıldaki çalışmalarından alan bu dal, zihinsel bozuklukların beyindeki belirli süreçlerle
Sayfa 154 - 160- PdfKitabı okudu
Bütün gece bunları düşündüm. Duvardaki delikten bakmamak için kendimi zor tutuyordum, yaşlı adamın o ürkütücü kahkahası beni bunu yapmaktan alıkoyuyordu. Ertesi gün de zihnim hep bu yaşananlarla meşguldü. Onu görmeden nasıl duracaktım, bilmiyorum? Sonunda, beni saran o korkuya rağmen şarap şişesini aldığım yere geri koymaya karar verdim. Ama perdeyi çekip yüklüğün duvarına baktığımda önümde hayatımı baştanbaşa saran o karanlık kadar boş ve dipsiz bir siyahlık gördüm, ne pencereden ne de delikten eser vardı. O dört köşe delik tamamen doldurulmuş duvarla birleşmiş yok olmuştu. Sanki daha önce hiç var olmamış gibiydi. Tabureyi sağa sola çekeledim, duvarı var gücümle yumrukladım, kulağımı dayadım belki bir şey duyarım diye, elimdeki lambayı duvarın her köşesine dikkatlice tuttum ama en ufak bir delik izi bulamadım. Yumruklarım nafileydi, duvar kurşungeçirmez bir tabaka gibi sapasağlamdı.
Ben onu gerçekten görmüş müydüm? Asla. Olan biten sadece odamın yüklük duvarındaki o kahrolası delikten gizlice ve kaçamak bakışlarla onu izlemekti. Çöp yığınını koklayıp eşeleyen aç bir köpek gibiydim: İnsanlar çöp atmaya geldiklerinde kaçar, saklanır, onlar uzaklaşınca da geri döner yeni dökülmüş çöplerde yeni lezzetler aramaya devam ederdim. Durumum bundan ibaretti. Fakat duvardaki delik de artık yoktu. Bana sorarsanız bu kız bir çöplüğe savrulmuş taze çiçekler gibiydi.
184 syf.
·
Puan vermedi
Butch ve Sundance, Duvardaki Delik Çetesinin iki lideridir. Butch'un tamamı fikirdir, Sundance'in tamamı ise aksiyon ve beceridir. Batı uygarlaşıyor ve Butch ile Sundance sık sık tren soymaya başlayınca, özel bir ekip nereye koşarsa koşsun onları takip etmeye başlıyor. Kayaların üzerinden, kasabaların içinden, nehirlerin üzerinden geçen grup her zaman onların hemen arkasındadır. Nihayet şans eseri kurtulduklarında Butch'un aklına başka bir fikir gelir: "Bolivya'ya gidelim". Tarihsel karakterlerin istismarlarına dayanmaktadır.
Butch Cassidy and the Sundance Kid
Butch Cassidy and the Sundance KidWilliam Goldman · Corgi · 19691 okunma
Reklam
Kaçmaya çalışmak, yakalanınca başlarına gelebilecek katmerli felaketleri bildikleri halde buna yeltenmek, bir esaretin umutsuzluk derecesiyle orantılı görünmektedir. Heberer de kaçmayı dener. Kahire'den İskenderiye'ye vardıklarında yeniden hapishanelerine yerleşirler. Buradan kurtulmak için duvardaki taşları sivri tahta parçalarıyla gevşetmeye başlarlar. Hayli kalın olan duvarda birkaç gece uğraşıp didinerek bir delik açmayı başarırlar. Hatta duvarın öte tarafındaki aydınlığı bile görürler. Sabaha karşı deliğin nereye açıldığını gördüklerinde hayal kırıklıkları çok büyük olur: bir Yahudi'nin avlusuna! Hemen başlarına daha büyük bir bela açmamak için taşları usul usul yerleştirirler.
2. Su - kasina Tercihen yağmur suyu ya da kaynak, dere, göl veya denizden alınmış su ile bir tas doldurulur. P.V. Mahathera şöyle der: "Eğer su hareketli ise ya da içinde küçük kabarcıklar varsa bunlar uggaha-nimitta (kopya imaj)'da da belirecektir. Ama patbhaga-nimitta (imaj ötesi) hareketsiz ve gökyüzüne yerleştirilmiş bir ayna gibi
Geri17
78 öğeden 71 ile 78 arasındakiler gösteriliyor.