yaşayan bir adamın kanı ve bu kanın vebalini almamak
Biliyorsunuz yıllardır tek bir amacım oldu, adil ve erdemli bir adam olmak ve günahtan uzak bir yaşam sürmek. Dün evimin avlusuna kan aktı, yaşayan bir adamın kanı ve bu kanın vebalini almamak ve evimin çatısı altında yapılan bu yanlışın kefaretini ödemek istiyorum. Önemsiz bir mesele yüzünden acımasızca cezalandırılan köle bu saatten itibaren özgür kalacak, istediği yere gitmekte serbest olacak, böylece Kıyamet Günü'nde bana ve size karşı suçlamada bulunmayacak.
Sayfa 38 - Aperatif kitap 7.basım Çeviren:Derya ÖztürkKitabı okudu
Zulme sessiz kalma. Elimden bir şey gelmiyor ben ne yapabilirim deme. Elinden ne geliyorsa yapman gerekir; bu senin kul olarak vazifendir.Fetih Suresi oku, sağlığın yerindeyse hacet namazı kıl, boykota devam etmeye gayret et ki tarafın belli olsun kardeşim... Paylaş, duyur! Kıyamet günü geldiğinde hesabımız çok çetin olacak kardeşim. Hâlâ vurdumduymaz bir şekilde yaşamaya, gülmeye, gezmeye, devam ediyorsak; dönüp kendimize bir bakalım. Nefsimizle baş edemiyorsak vah halimize... Ne olursa olsun kenara çekilmenin vakti değil; ayağa kalkma vaktidir. Öfkeni göster, duyur, anlat, paylaş... Evet kardeşim durma zulmü engelleyemiyorsan onu etrafa yay. Susma ey güzel kardeşim. Evet belki biz normal hayatımıza devam ederken onlar orda zulme karşı göğüs germeye devam ediyor. Elimizden gelen dua ve haykırışlara devam edelim. Eğer insan olmanın yükümlülüğünü yerine getireceksek, vicdan sahibiysek onu da yerine getirmeye gayret edelim İNŞALLAH 🇵🇸
Reklam
Ah anneciğim! En çok sen gurur duy
Mersin'e atanan kardeşim( yıllardır hayalini kurduğu şehir) arkadaşlarının küçük bir kutlama yemeği davetini " çocuklar ölürken kutlama adı altında yemek yiyecek olmak vicdanıma ağır gelir" diyerek en insan yanıyla reddeetti. Başkalarının acısını yüreğimizde hissettiğimiz ölçüde insanız.
Ahmed bin İshak (rah.) anlattı: Vefat eden Mahmud isminde bir kardeşim vardı. Fakir olmasına rağmen her sene kurban bayramında bir koyun kurban ederdi. Kardeşimin vefatından sonraki gece kalkıp iki rekât namaz kıldım. Sonra, “Yâ Rabbi! Kardeşimi bana rüyamda göster de hâlini sorayım.” diye dua ettim ve abdestli olarak yattım. Rüyamda, kıyametin kopmuş, insanların diriltilerek kabirlerinden kalkmış olduklarını ve mahşerde toplandıklarını gördüm. Kardeşim Mahmud, çok gösterişli bir at üzerinde geliyordu. Önünde de pek güzel kanatlı binekler vardı. Ona: “Ey kardeşim! Vefat ettikten sonra Hazret-i Allah sana nasıl muamele etti?” diye sordum. “Rabb’im beni bağışladı.” dedi. “Ne sebebiyle?” diye sordum, dedi ki: “Ben bir gün mescitte namaz kılıyordum, yanımda da sadece bir dirhem para vardı. Bu sırada ihtiyaç sahibi bir zâtın, ‘Allâh’ım bana, borcumu ödeyeceğim bir dirhem vererek merhamet gösterene sen de rahmet et.’ diye dua ettiğini işittim. Yanımdaki bir dirhemi çıkarıp ihlasla, içimden gelerek ona verdim. Ölüp kabre konulduğumda bana şöyle nidâ olundu: ‘Sen, bir kulumuza merhamet ettin, biz de sana rahmet eyledik. Cennet’i ve en büyük rızamı sana ihsan eyledim.’ Ben, ‘En büyük rıza nedir?’ diye sordum, ‘Cemâl-i İlâhî’yi müşâhede etmek nimetidir.’ denildi.” Sonra kardeşime: “Ya önündeki şu güzel binekler nedir?” diye sordum, “Onlar, dünyada iken kesmiş olduğum kurbanlardır. Şu bindiğim de ilk olarak kurban ettiğim hayvana mukabil verilen binektir.” cevabını verdi. “Nereye gidiyorsun böyle?” diye sordum, “Cennet-i A’lâ’ya.” cevabını verdi ve gözden kayboldu.
İnsan bazen sadece oturup seyretmek istiyor. İnsanların bitmeyen koşuşturmacasını, bir yere varma çabasını, mücadelenin kesif hırçınlığını, başarı isteğinin gözlerde bıraktığı hırslı müttefikliğini, soluklanmış bedenlerin yorgun ruhlarını, neşeli görünen dudakların döktüğü hıçkırıkları, bir çocuğun dertsizliğini bir yetişkinin çocuk olma özlemini,
MERHAMET EDEN, RAHMETE NÂİL OLUR
Ahmed bin İshak (rah.) anlattı: Vefat eden Mahmud isminde bir kardeşim vardı. Fakir olmasına rağmen her sene kurban bayramında bir koyun kurban ederdi. Kardeşimin vefatından sonraki gece kalkıp iki rekât namaz kıldım. Sonra, “Yâ Rabbi! Kardeşimi bana rüyamda göster de hâlini sorayım.” diye dua ettim ve abdestli olarak yattım. Rüyamda, kıyametin kopmuş, insanların diriltilerek kabirlerinden kalkmış olduklarını ve mahşerde toplandıklarını gördüm. Kardeşim Mahmud, çok gösterişli bir at üzerinde geliyordu. Önünde de pek güzel kanatlı binekler vardı. Ona: “Ey kardeşim! Vefat ettikten sonra Hazret-i Allah sana nasıl muamele etti?” diye sordum. “Rabb’im beni bağışladı.” dedi. “Ne sebebiyle?” diye sordum, dedi ki: “Ben bir gün mescitte namaz kılıyordum, yanımda da sadece bir dirhem para vardı. Bu sırada ihtiyaç sahibi bir zâtın, ‘Allâh’ım bana, borcumu ödeyeceğim bir dirhem vererek merhamet gösterene sen de rahmet et.’ diye dua ettiğini işittim. Yanımdaki bir dirhemi çıkarıp ihlasla, içimden gelerek ona verdim. Ölüp kabre konulduğumda bana şöyle nidâ olundu: ‘Sen, bir kulumuza merhamet ettin, biz de sana rahmet eyledik. Cennet’i ve en büyük rızamı sana ihsan eyledim.’ Ben, ‘En büyük rıza nedir?’ diye sordum, ‘Cemâl-i İlâhî’yi müşâhede etmek nimetidir.’ denildi.” Sonra kardeşime: “Ya önündeki şu güzel binekler nedir?” diye sordum, “Onlar, dünyada iken kesmiş olduğum kurbanlardır. Şu bindiğim de ilk olarak kurban ettiğim hayvana mukabil verilen binektir.” cevabını verdi. “Nereye gidiyorsun böyle?” diye sordum, “Cennet-i A’lâ’ya.” cevabını verdi ve gözden kayboldu. 24 Mayıs 2024 Fazilet Takvimi
Reklam
645 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.