Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bugün çok garip hissettim bir an. Sanki varlığım asıl benliğimi ortaya çıkaramıyor gibi. Sanki herkese karşı bir oyun içindeymişim gibi. Kendimi tanıyamıyorum. Kimim ben diye soruyorum? Aldığım cevaplar, yaptığım şeyler kalbimle uyuşmuyor. Kendime yalan söylüyorum. Ve o kadar güzel beceriyorum ki bunu bazen ben bile inanıyorum. Soruyorum kendime kim gerçek "beni" tanıyor diye. Cevap alamıyorum. Sanırım daha ben bile tanıyamadım ki kendimi. Ama insanları çok iyi anlamışım, gözlem yeteneğim çok iyi gelişmiş. Bir insan hakkındaki düşüncemde yanılmıyorum. İnsanları hep tanıyormuşum gibi. Ama kendime bir türlü ulaşamıyorum. Sanki gerçek "ben" o kadar iyi gizlenmiş ki onu ben bile bulamıyorum. ~HM~ 03/06/21 Üç yıl öncesinden bir yazı biraz geçmişime bakmak istedim. Bazı şeyler hala tam oturmamış olsa da artık kendimi tanıyorum. Kimim ben? Dediğimde cevabım var. Üç yıl önce bunları yazdığım zamanları düşünüyorum. Ne kadar saf ve temiz duygular beslemişim. Ne kadar saf bir düzene uydurmuşum kendimi. O yazıları paylaşamayacağım ama ne kadar çok şey öğrenmişim gurur duydum kendimle. Ama düşünüyorum da çoğu da acı ile oldu. Olmamalarını da ister miyim diye soruyorum kendime net bir cevap alamıyorum. ~HM~
Duydum ki hatırlamayı değil, unutmayı seçmişsin.
Reklam
Sevdim, sevgiliye giden yol uzun Şerbetini içtim ateşin, buzun Bazen girdabına düştüm sonsuzun Çok öldüm-dirildim doğmadan önce. Duydum ki var varmış, yok yokmuş güya Gerçeği alt etti gördüğüm rüya Kendi kopyam imiş meğer şu dünya Düşündüm, yoruldum doğmadan önce. -Abdurrahim Karakoç
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme. Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı? Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme. Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru. Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme. Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için... Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme. Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi, Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme. Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan. Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme. Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan. Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme. Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer; Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme. Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi, Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme. Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize, O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme. Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle. Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme. Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı. Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme. İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil. Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
Duydum ki gıybetimi yapmışsın, yüzüme söylemekten kaçmışsın, benim gibi bir acizden korkmuş Allah'tan korkmamışsın. MEVLANA
Reklam
"aslında hiçbiriyle bir derdim yoktu, sadece kadın denen o münevver varlığın var edenine mucizeyle baktığımdan buna hep saygı duydum. kendi dünyalarında saplantılı biri olduğumu düşünüyor olmalılar ki değer veriyor oluşumu bir arada olmak sanıyorlar. bunun adına aşk, sevgi ve diğer şairlerin betimlediği türlü kalıpları nitelendirebiliriz. yani sizin kafanızdaki o sevgi tanımı, zannımca sevgi zannettiğiniz benim hüsranımda hissettiğim o mücevhere leke olur.."
Durdu beni ölüme götüren kervan. Eski bir şarkı söyleniyor rüzgârda. Duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda Benim ilâhilerim hâlâ okunan.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
Filistin'im
Duydum ki ey Filistin'im! Bizi, kardeşlerini bekliyormuşsun. Bekleme... Bizim buralarda meşguliyetimiz haddinden ziyade... Kimimiz evin kimimiz arabanın kredisiyle meşgulüz. Kimimiz mobilyalarını yenileme telaşında, Kimimiz yeni bir telefonun hayâliyle yaşamakta. Kimimiz de fazla para kazanmak için kafa patlatmakta. Ayrıca siyasi çıkarlarımızı ve stratejik planlarımızıda unutma. Velhasıl bekleme bizi Filistin'im. Bekleme... Bizden bir Selahaddin çıkmaz.
Doğmadan Önce♡♡♡
Sormuşlar “ezelde aşk var mı? ” diye Ben kalpten vuruldum doğmadan önce. İster azap deyin ister hediye Meçhule sürüldüm doğmadan önce. Yılmadan ben bana beni anlattım Günahı tövbeyle yıkayıp attım Ebed kapısında ölümü tatdım Kefene sarıldım doğmadan önce. Gönlüme sevdanın güneşi doğdu Şüphe iklimimi ışığa boğdu İlk yağmurum Kâlûbelâ’da yağdı Bulandım duruldum doğmadan önce. Sevdim, sevgiliye giden yol uzun Şerbetini içtim ateşin, buzun Bazen girdabına düştüm sonsuzun Çok öldüm-dirildim doğmadan önce. Duydum ki var varmış, yok yokmuş güya Gerçeği alt etti gördüğüm rüya Kendi kopyam imiş meğer şu dünya Düşündüm, yoruldum doğmadan önce. Ezelde, ebedde aşkı gördüm ben Mezarda, mabette aşkı gördüm ben Gazapta, rahmette aşkı gördüm ben Aşk ile karıldım doğmadan önce. Abdurrahim Karakoç
Reklam
Etme
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme. Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı? Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme. Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru. Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme. Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için... Bizi öyle harab,
"Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini..."
Ben kalpten vuruldum doğmadan önce.
Sormuşlar “ezelde aşk var mı? ” diye Ben kalpten vuruldum doğmadan önce. İster azap deyin ister hediye Meçhule sürüldüm doğmadan önce. Yılmadan ben bana beni anlattım Günahı tövbeyle yıkayıp attım Ebed kapısında ölümü tatdım
Bir gece kütüphanemde bir güvenin pervaneye şöyle dediğini duydum: "'İbn Sina'nın kitaplarının içine yerleştim. Farabi'nin bir çok eserlerini gördüm. Bu hayatın felsefesini anlayamadım. Bir güneşim yok ki günlerimi aydınlatsın. Çok bedbahtım.' Yarı yanmış pervanenin şu güzel ve ince cevabını hiçbir kitapta bulamazsın :Dedi ki 'Çırpınıştır hayatı daha canlı yapan, çırpınıştır hayatı kanatlandıran.'
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.