Senin içinde bir yerde
Kimse görmez oralarda
Yaşanır ve orada kalır
Ne silinir ne kaybolur
Vardır içerde bir yerde
Zamana yenik düşmez
Hep aynı yaşta, aynı duygu'da
Zamansız oluyor bazı şeyler
Ama seni hep bekler
Bir bildiği var ama tek bir sevdiği var...
Kitaba ilk başladığım zaman biraz kafam karışmıştı ama sonrasında gerçekten çok sardı. Kitapta ilerledikçe olaylar daha belirginleşmeye başladı. İki karakterinde bir zaman sonra aynı hikayede devam etmesi, yazarın bu şekilde yazması hoşuma gitti. Colin’e başlarda sinir olmuştum fakat sonrasında en sevdiğim karakterlerden biri oldu. Ben beğendim. Favori kitaplarımdan biridir. Tavsiye ederim. Yazım hatam var ise kusura bakmayın.
“Benim içimdeyse sanki çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var...Hayatımı,bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda.Çoğu kez de hiç yaşama istediği olmuyor içimde.”
okumak için can attığım, okuduğumda ise kalbimi kıran ,beni üzgün bir halde bırak kitap kendileri....
hayatı seçimler belirler.......
ilk önce kendisinin öleceğini düşünürken bir bir sevdiği tüm insanları elleri ile gömmek zorunda kalan , yaşlılığını ise kendi adını verdiği öküz ile hayatını devam ettiren Fugui'nin hikayesi.....
Kitap,
Çağlayan şelale
bir tutku gibi sardı onu: yüksek kayalar,
Dağ, derin ve kasveli orman,
renkleri ve biçimleri o zaman
bir arzu; bir duygu ve aşk,
başka çekime gerek olmayan,
verile düşünceyle ya da biraz ilgiyle
gözden ödünç alınmamış.
Bu kitapların etkilerini sana anlatmam zor. İçimde, beni bazen aşırı sevindiren ama daha çok derin kederlere düşüren, sonsuz sayıda imge ve duygu oluşturdular.
" Hayal edebildiğim en kötü duygu ne, biliyor musun ?"
Clary gözlerini kırpıştırdı. "Hayır."
" Sevdiğim insana, dünyadaki herkesten daha çok güvenememek"
Bu vicdan dediğimiz duygu neden insandan insana değişiyordu anlamıyordum. Aslında insanın içinde sürekli uluyan bir kurt gibi olmalıydı. Yeri geldiğinde kulaklarını sağır etmeliydi insanın.
Sayfa 209 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık - 1. BaskıKitabı okudu
Sözler 17. Sözde "Beni dünyaya çağırma; ona geldim fenâ gördüm." diyor Bediüzzaman Said Nursi.
Dünya telaşı bitmiyor. Ne zamanki köşeme çekiliyorum anlıyorum ne kadar yorulduğumu. Kalp ve ruh boşluk kabul etmiyor. Teneffüs vakitlerini uzatıp Maneviyat musluğundan tam beslenirsem ancak nefes alabiliyorum. Öteki türlü gıdasız kalınca yavaş yavaş kayboluyorum..
Taze ve diri bir ruha sahip olmak için bu düzeni dengede tutmak şart 🕊🌼
-Öylece durmak kimseye yetmez. Öyle olsa öküz ve tren çoktan işi pişirmiş olurdu. Sevgi hareket ister, kanıt ister. Kendine tutunacak bir dal ister. Seviyorsan sevdiğin de seni sevsin istersin. Burakalım şimdi saçma aşk masallarını. Karşılık görmeden kimse kimseyi sonsuza kadar sevmez. Bir çicçek büyüyecek ise sulanmalı. Yoksa hayata tutunamadan ölür. Beslenmeyen her can, her duygu ölür. Tutunacak dal vermezsen en büyük aşk bile direnemez. Yok olur.
+Kimse... Kimseyi sonsuza kadar sevmez zaten. Bence de bırakalım saçma aşk masallarını. İstediğin kadar sev, aşk biter. İstediğin kadar sula, her çiçek solar. İstediğin kadar besle, her bebek büyür. Her duygu, her canlı yok olmaya mahkûmdur.
-Ama çiçeğin tohumu, insanın da adı kalır geriye. Ama bir konuda katılıyorum sana. Aşk biter, kesinlikle biter. Lakin gerçek bir aşksa ondan da geriye sevgi kalır. Ve bence sevgi, aşktan çok daha güçlü bir duygudur. Aşk bağlar, sevgi düğümler. Aşk ani bir duygudur ama sevgi bir ömür sürer. Misal, Murathan ve Gökçen... Sence onların arasındaki sadece aşk mı? Yıllar sonra bile yan yana olabilmelerinin sebebi sadece bu mu? Değil, sevgi. Onları birbirine bağlayan şey tamamen sevgi. Sağlam temeller üstüne atılmış bir sevgi.
Karşındaki insanı da aynı Yaradan'ın yarattığını hatırlamadıkça,
onu kendin kadar değerli görmedikçe,
ondaki hataların sende de olabileceğini düşünmedikçe
insanlara saygı veya hoşgörü gösteremezsin.
Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşırı abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir "kendini referans alma"dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpranmıştır. Dünyasız kalmış, Başka tarafından terk edilmiştir. Eros ve depresyon birbirlerinin karşıtıdır. Eros özneyi kendinden çıkarıp Başka'ya yönlendirir. Depresyon ise onu kendine doğru fırlatır. Bugünün narsisist performans öznesi her şeyden önce başarının peşindedir. Elde edilen başarılar, Bir'in Başka üzerinden doğru- lanmasını beraberinde getirir. Bunun sonucunda, başkalığından mahrum bırakılan Başka, Bir'i egosu içinde onaylayan ayna rüt- besine indirilir. Bu tanıma mantığı narsisist performans öznesini kendi egosu içinde kıstırır. Böylece bir başarı depresyonu gelişir. Depresif performans öznesi kendi içine çöker ve boğulur. Eros ise Başka'yı, Bir'i narsisistik cehenneminden çıkaracak başkalığı içinde deneyimlemeyi olanaklı kılar. Özgür iradeyle gerçekleşen bir kendini-menetme, kendinden-tahliye sürecini başlatır. Özgün bir güçsüzleşme, bir yandan da bir kuvvet duygusunun etkisi altına giren aşk öznesini ele geçirir. Bu duygu, her halükârda Bir'in kendi başarısı değil, Başka'nın armağanıdır.