Annesi durmadan yakınan, ağlayan, hiçbir şey yapmayan, yalnızca yasaklar koyan ve çocuklarına para vermeyen bir kadın. Genelevdekiler de konuşmayan, yakınmayan, ağlamayan, kıpırdamayan, ona zevk vermek zorunda olan kadınlar. Aydın başka bir kadın türü olabilece­ğini uzun yıllar hiç bilmiyor. Başka kadınlarla karşılaştığı zamanlarda da onlara ya genelev kadınlarına ya da annesine davrandığı gibi davranıyor. Onun için kadınlarla ya yatılır ya da onlardan korkulur. Erkeklerle gezilir, tozulur, konuşu­lur, dertleşilir ama kadınlarla yalnızca yatılır. Bu da en kısa yoldan gerçekleşmelidir, çabuk, daha çabuk, en çabuk.
İnsan yaşadıkça konuşur... Yaşamayanlar, yaşayamayanlar susar...
Reklam
Yalnızca arada bir şu sözleri geliyor aklıma: "Sahipleniyorsun, hem sahiplenmeyi sevmiyor hem de yakınındaki herkese sahip olmak istiyorsun, egemen olma isteği senin kanında var, sana göre senin kuralların ve prensiplerin dışında hareket eden herkes yanlış yapıyor." Belki o da haklıdır, kimbilir? Ama bıraksak da herkes kendi istediği gibi olsa...Olmuyor, olamıyor, ille de birbirimizi kendi istekleıimiz doğrultusunda değiştireceğiz. Oysa biz birbirimizi sevdiğimizde başka birisi değildik ki! Belki de farkında olmadan birbirimizi değiştiriyoruz, karşımızdaki de­ğiştikçe de artık onun o sevdiğimiz kişi olmadığını görüp soğuyoruz.
Aydın'la da bu hallere düştükten sonra, öteki birlikte­likler ne durumdadır acaba? Uyumaya çalışıyorum, sen Gür­kan'ını, Mehmet'i de çok sevmiştin unutma, son sevgiler en büyük sevgiler gibi görünüyor, değil, tümü güzel, tümü bü­yük. Aydın da bitecek, sevgiler tükeniyor, tüketiliyor, özen gösterilmiyo" sevginin de kuralları vardır, üzerinde çalış­mak, işlemek gerekir. Bakmazsan, uğraşmazsan, büyümez ...
İnsanların içinde, kendinden güçsüz gördüğü birini ezmek, ona buyurmak, onu kendine hizmet ettirmek dürtüleri var, insanların tümünde bu var ve ne yazık ki bu güçsüzler ordusu, kendini güçsüz görenler kadınlar.
İnsanlar yeryüzünde bu durumdayken, biz nasıl mutlu olabiliriz? Sömürme, ezme, vahşet, tecavüz, vurma, vurulma, hapis, işkence, idam, savaş, açlık, istila, baskı, zorbalık. Ben nasıl mutlu olabilirim evimde, yumuşacık koltuğumda?
Reklam
Ve bir kitap da biter canım Duygu Asena ne güzel bir kitaptı
Yerimden yavaşça doğruluyorum yüzüğü yavaşça tabağının kenarına koyuyorum Bir süre gülümseyerek “Hadi bana eyvallah “ diyorum. Arabam binip yola koyulana dek geçen zamanı hiç anımsamıyorum .Ama evime doğru giderken ıslık çaldığımı biliyorum…
Hiç
Onlar düşünüyorlar mı acaba bir içki gecesinin sabahında şişmil suratları ve kocaman göbekleriyle bu kadın beni beğeniyor mu diye
Sayfa 201Kitabı okudu
Kesinlikle öyle
Acaba insanın yaşı ilerledikçe daha mı zor beğeniyor daha mı seçici oluyor?
Sayfa 201Kitabı okudu
Geliyorlar,yalnız bir kadının kokusunu almış kurt sürüleri gibi geliyorlar.
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Ya ben de çoğu kadın gibi sonuna dek gitseydim … hani hep son yedikleri tokafı son tokat sanalar gibi
Sayfa 198Kitabı okudu
Gitmek istediğin gece hep kalırsan artık hep kalacaksın demektigçr o gün girip bulaşıkları yıkayacaksan hep yıkayacaksındır.Sen gözünü kör eden aşkınla tüm kıskançlıkları ilgi tüm baskıları sevgi sanıyorsan yandın demektir.
Sayfa 197Kitabı okudu
Çifte standart ah bu erkekler
Eteğin çok kısa , eğilince göğsün gözüküyor ah beni nasıl da seviyor.Bir toplulukta gözünü üzerinden ayırmıyor bir erkek arkadaşımla konuşsam ardından hesap soruyor çalışmamdan hoşlanmıyor ama bütün bunları kendinin yapmaya hakkı var
Sık sık sevgi sözcükleri duymamış kadınlar nasıl da sevgiye susamış olurlar.
Sayfa 185Kitabı okudu
Aşık olduğun kişiye tanıdığın andan itibaren aşk bitiyor.Çünkü insan kendi için yarattığı bir düşe aşık oluyor.
Sayfa 181Kitabı okudu
Resim