Bir şarki dinliyorsun ve geçmiş ile bugun arasında bir köprü kuruluyor. Duygu ve düşünce dolu ama belirsiz . Sadece hisler ama çok da net dile getirilemeyen hisler. Cunku bilinç altına ekmisim bir takım hayal, okul yolunda o eski servis minibüsünde dinlerken, sınıfta sabahın en kör saatleri camdan bakıyorum cocuk parkına kaydırak üstü sarı kuru yaprak , montların üstünde asılı cicili bicili mevsimleri gösteren pano , ön sırada çalışkan olduğu her hâlinden belli binbaşının kızı lojmanin gri kapisinda bekleyen kadin gününden cikmiş anne, Ankarada öğrenci olan amcamın eve sabaha karşı gelişi , elim annemin elinde cuma pazarında fındıkzade de bir kış günü memur maaşını idareli şekilde harcamaya calisiyor, 90 li yıllar nereden bakarsam o kadar büyülü geliyor. Bir şarki dinliyorsun geçmisi an an his his , gözünde canlandırıyor. Bugüne baktığımda çocukluk hayallerinin kenarindayim sanırım.