duygu

İlkçağda Bilim/Düşünce Karşıtlığı
“Siyasal ya da inanç nedeniyle bilim karşıtlığı ilkçağdan günümüze kadar gelen bir durumdur. "Sayılar evreni yönetiyor" diyen ve sayıların babası olarak bilinen, İlkçağın en önemli filozof ve matematikçilerinden Pisagor, politik baskılar nedeniyle Batı Sisam'dan İtalya'ya kaçmıştır. Orada açtığı ve kadınlara eşit davrandığı okul, onun yenilik ve buluşlarını istemeyenlerin kışkırttığı halk tarafından ateşe verilmiştir. Felsefenin kurucularından Yunalı filozof Sokrates, Atinalı gençlerin aklını karıştırmak ve devletin tanrılarına inanmamakla suçlanarak mahkemeye çıkarılmıştır. Kendisinden suçlarını kabul etmesi ve özür dilemesi beklenirken o savunmasını yaparak düşüncelerinin arkasında durunca, 399'da baldıran otu zehri içirilerek öldürülmüştür.”
Reklam
“Ortaçağda, Hıristiyan toplumlarda ve 7. yüzyıldan itibaren de Müslümanlığı kabul eden toplumlarda, eğitim ağırlıklı olarak dini öğretime kaymıştır. Romalı Kayser Justinian, Hıristiyanlığın etkisiyle puta tapanların son kalıntısı olarak gördüğü ve eski Yunan kültürünün öğretildiği Atina okullarını 529 yılında kapatmıştır.”

Reader Follow Recommendations

See All
“Mektup, yazılı türlerin en çok hayallerle doldurulmuş biçimi.”
Sayfa 110 - adnan özyalçınerKitabı okuyor
Sürrealizm
“Henri Rousseau akımın babası olarak bilinir. Akımın doğmasının önemli sebeplerinden biri Freud'un bilinçaltı sorunlarını ve düşlerini irdelemesi ve açıklamaya çalışmasıdır.”
Sayfa 124 - boyut yayınKitabı okudu
Reklam
“1910-1912 yılları arasındaki dönem analitik (çözümsel) kübizm olarak adlandırılır. Biçimler önce parçalanmış sonra çözümlenmiştir. Tek renkliliğe kadar giden bir süreç yaşanmıştır.”
Sayfa 104 - boyut yayınKitabı okudu
Kübizm
“Pablo Picasso ve George Braque'ın 1907 ve 1914 yılları arasında gerçekleştirdikleri resimlerle ortaya çıkan bu akım 20. yüzyılın en etkili akımlarından biri olarak anılır. Cezanne'ın Picasso'ya yazdığı bir mektupta doğayı küre, koni ve silindir olarak algılaması öğütlenir. Picasso ve arkadaşları bu öğüde harfi harfine uymaya karar verdiler. Resimlenecek nesne dokunulduğunda hissedilen tüm hacmiyle resmedilmeliydi. Örneğin bir kemanı önden görmenin yanı sıra, sağdan ve soldan da bakıyormuşçasına diğer kenarlarını tuval yüzeyinde göstermek gerekiyordu.”
Sayfa 102 - boyut yayınKitabı okudu
“Fransa'daki romantik ressamlardan en önemlisi ise Eugene Delacroix'dır. Dinamik fırça darbeleri, zengin anlatımı ve hareketli kompozisyonlarıyla döneme damgasını vurmuştur. Diğer bir önemli sanatçı da Theodore Gericault'dur. Almanya'daki Romantik akım ise Caspar David Friedrich ile hayat bulmuştur.”
Sayfa 70 - boyut yayınKitabı okudu
“Sanat tarihçileri 16. yüzyılın sonunda ün kazanan Caravaggio'yu Barok resmin babası olarak kabul ederler. Kısa yaşamında çok sayıda resim üretmiştir. Resimlerinde aziz ve azizeleri halktan insanlar gibi resmetmiştir. Çirkini resmetmekten korkmamış, kendini, güzeli resmetmek zorunda hissetmemiştir. Etkileyici yüz ifadeleri ve başarılı gölge-ışık kullanımıyla resimlerinde güçlü bir dramatik anlatım yakalamayı başarmıştır. Başarısı kısa zamanda tüm Avrupa'da yayılmıştı. İtalya'da onun yolundan giden sanatçılara "Caravaggistler" denir.”
Sayfa 48 - boyut yayınKitabı okudu
Leonardo da Vinci
“Keşif yapmaya meraklı, araştırma yapmaktan asla sıkılmayan, deneyci, sorgulayıcı bir kişilikti. İncelemelerini mutlaka kaleme alırdı. Solaktı ve yazılarını sağdan sola yazmaya çalışıyordu. Bu sebeple yazdıkları sadece bir ayna yardımıyla okunabiliyordu. Hedefleri arasında uçan bir araç yaratabilmek de vardı. Bunun için uçan hayvanları ve kanat yapılarını inceliyordu. Galileo'nun başına dert olacak Kopernik kuramları üzerinde çalıştı.”
Sayfa 32 - boyut yayınKitabı okudu
Reklam
“Antik Yunanlar arasında Sokrates yıllarca meydanlardaki kitlelere yaşamın yüce gerçeği ve güzelliğini öğretti. Ülkemizde nerede böyle eğitimciler var?”
“Kendi halkının yetiştirilmesiyle ilgilenmek istemiyor aydınlar. Sonuç olarak sarhoş, hasta, ezilen ve eğitimsiz kitlelerle karşı karşıya kalıyorlar.”
“Sözüm ona kültürlü insanlar için üniversiteden sonra her zaman ve her yerde kitaplar, resimler, müzik, masallar, tiyatrolar, konserler, gazeteler, sanat, sergiler, dünya edebiyatı, toplantılar, kulüpler vardır. Peki ya halk için? En iyi haliyle iki, üç veya en fazla beş yıl ilkokula gidebiliyorlar. Yetenek siz yazarlar tarafından yazılmış vasat ders kitapları okutulur genellikle. Çocuklarda öğrenme isteği, duygu ve düşünceler gelişmez. Çoğu zaman kitaba ve zihinsel çalışmalara olan ilgileri de azalmış olur.”
Çölde ne kokulu gül, ne tatlı elma, ne salatalık ne de patates yetişir. Sadece yabani otlar, kaktüsler ve dikenler vardır. Halk kitlelerinin zihinleri için de aynı şey geçerli. Halk kendi çevresinde ne görüyor? Onlara nasıl davranılıyor? Kim, nasıl makul ve ahlaki bir eğitim verebilir halka?
“Siz öğretmenler çevresini aydınlatan parlak ışıklarsınız, ancak aydın olarak geçinen yüz binlerce insan halkın eğitimi için ne yaptı? İçlerinde düşünce ve bilginin saf ateşi yanıyor mu? Ne kadar parlıyor, halkını ne kadar aydınlatıyorlar?”
11.5k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.