Türk toplumundaki batılılaşma çabasını naif ve trajikomik şekilde işleyen bir eser. Tamam çok iyi bir eser olduğu söylenemez ama yaşattığı sevimli duygular için bile okunmaya değer bence.
Hüseyin Nihal Atsız'ın tarihi roman türünde yazmış olduğu Deli Kurt adlı kitap okunması gereken önemli yapıtlar arasında diye düşünüyorum.
Kitabın ana karakterlerini Çakır Bey, Murad(Deli Kurt), Gökçen, Satı Kadın, Evren, İsa Bey, ve Bala Hatun oluşturmaktadır.Kitabın konusu Osmanlı İmparatorluğunda Ankara Savaşı'nda Yıldırım Beyazıt'ın yenilerek esir düşmesi ile başlayan şehzadeler savaşı olarak da bilinen fetret dönemini anlatmaktadır.
Kitap het ne kadar tarihi bir roman olsa da daha çok aşkı anlatmaktadır.
Deli kurt'un kahramanlıklarıyla bazen tüyleriniz diken diken olacak.O yaşanan aşk uğruna çekilen azap ve savaş uğruna vazgeçilen duygular ve hayatlarla gözleriniz dolacak..Seveceğiniz, çok kısa bir sürede okuyup bitireceğiniz bir kitap olacaktır.
Tavsiye ederim.
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015.8k okunma
"Onu ya da onun kişiliğine yönelik çekincelerinden ötürü değildi içinde bulanıp duran, akarını bulamayan duygular. Geçmişini unutmaya çalışan biri için maziden gelen herkes, bir çeşit tehdit ya da tehlikedir; bunca yıl sıkı sıkıya kapalı tutulmuş kapılar onlarla zorlanır, bastırılmış anılar onlarla silkinmeye çalışır, belleğin kuytularına itilmiş nice ayrıntı, onların sorularının tazelediği çağrışımlarla yeniden gün ışığına çıkar. Bunları bilmiyor değildi elbet; ağzındaki pas tadını almak için, sabahtan bardağında yarım kalmış portakal suyunu tepesine dikti."
Şu zamana kadar okuduğum sayılı sayıda klasik kitap vardır. Her kitabı özenle seçtiğim gibi, klasiklere ayrı bir özen gösteririm. Yeni yeni başlamış biri olarak bu türden soğumayı istemem sonuç olarak. Okuduğum ilk Stefan Zweig kitabı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu oldu. Okurken yaşadığım duygu geçişleri o kadar muazzamdı ki. Açıkçası bir erkeğin bir kadının duygularını bu kadar yoğun ve gerçekçi yazabilmesi beni çok şaşırttı. Kitabın tanıtım kısmında, bu aşkta tarafların değil de tek bir tarafın olduğu belirtiliyor. Gerçekten de öyle. Çaresizce aşık olan kadınımıza kızamıyorum bile. Ben olsam böyle yapar mıydım diye düşündüğüm kısımlar oldu ister istemez. Halbuki kendimi onunla karşılaştırmam olanaksızdı. Olağanüstü duygular okuyoruz. Ciddi anlamda olağanüstü. Kendi içinde emek verdiği aşkın filizlenmesini ve o aşkın saf bir masumiyetle büyüdüğüne tanık oluyoruz. Boğazımda takılı olan bir düğümle okudum kitabı sanki. Kadının yaşadığı duyguları okumak bile bu denli ağır gelirken gerçekte olsa nasıl olurdu acaba dediğim oldu çok kez. O kadar olaydan sonra bile sevdiğini suçlamaması, kabullenişi, sevdiği adamla yaşadığı o küçük ve unutulmaz anları... Kitap her bir parçasıyle bir bütündü. Muazzamdı. Herkese şiddetle tavsiye ediyorum. İmkânınız varsa alın ve okuyun. Kitaplığınızda bekletiyorsanız hemen açıp başlayın. Okuyun.