396 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Duygularıma,düşüncelerime tercuman olmuş.Benim gibi düşünen insanlar var demek ki.Yalnız olmadığımı bilmek huzur verici.
Ben Yüksel Mert Atatürk'ten Özür Diliyorum
Ben Yüksel Mert Atatürk'ten Özür DiliyorumEkmel Ali Okur · Togan Yayıncılık · 201233 okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
Bir kadının, bilinmeyen, fark edilmeyen bir kadının kutsal aşkı... Kitabı bitirir bitirmez inceleme yapmanin etik olmadığını düşünüyorum...spoiler vermeyecegimden emin bile değilim :) Sunu söylemeden geçemeyeceğim:alıntılarim yani altı çizili cümlelerim çok daha fazla paylaşmak istemedim çünkü hem sayfa sayısı çok az olan bir kitap hem de bir kadın gözünden yazılmış bir hikaye olduğu için bazı duygularıma tercüman olmuş cümleler vardı gizli kalması gereken.. ;) Ve son olarak Aşk a inananların, aşk adına umudu olanların okuması gereken bir kitap... Parçalı bulutlu gözlerimle okuduğunuz için teşekkür ediyor herkese keyifli okumalar diliyorum sevgi ve saygılarımla....
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226.9k okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
Balkan coğrafyası ilginç ve beni karmakarışık duygular içinde bırakan bir coğrafya. Bosna ve Makedonya seyahatlerimde atalarımın izninden gitmenin, onların bir zamanlar soluduğu havayı solumanın heyecanı içindeyken diğer yandan da tarihin her devresinde acılar, hasret ve gözyaşları ile sulanmış bu toprakların hüznünü buram buram hissettim. Doğal
Üsküp’ün İçinde Kumaş Biçerler
Üsküp’ün İçinde Kumaş BiçerlerHale Seval · Kaknüs Yayınları · 20126 okunma
174 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Kölelik ve ırkçılık insanoğlunun yüzyıllardır kapanmayan bir yarası. Bu yara günümüzde ne kadar kapansa da hala kanamaya devam etmekte. Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison bizi 1600’lü yılların Amerikasına götürüyor ve sanki köleliği yaşamışcasına farklı insanların gözünden okuyucusuna aktarıyor. Öykünün geneli bir çiftlikte geçiyor. Çiftlikte çalışan köle kadınların hayat hikayeleri insanın içini acıtıyor resmen. Yazar; köle ticaretinin, cahilliğin, acımazlığın, hastalığın, pisliğin ve haksızlığın oldukça fazla olduğu bu dönemi köle kadınların gözünden okuyucularına çok etkili bir şekilde aktarıyor. 174 sayfalık bu kitap 12 bölüme ayrılmış. Bölümler arasında zaman farklılığı ve anlatıcılarının farklı olması biraz kafa karıştırıyor. Kitapta geçen bir cümle bu konuyla alakası olmasa da duygularıma tercüman olmuş. “Rebekka’nın düşünceleri karman çormandı, olaylar ve zamanlar birbirine karışıyordu.”
Merhamet
MerhametToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2015450 okunma
132 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
MAHKUM ! Mahkum olmak başlı başına problem, çirkin bir kelime zaten ama birde başına 'İDAM' kelimesini ekle bu sefer çirkinliklen öte korkunç bir şey oluyor. İDAM MAHKUMU !! Bir konu bu kadar iyi işlenebilir mi ya ? Kitabı okumaya başladığımda böyle bi şey beklemiyordum. Beklemiyodum derken Hani bazı duygular anlar vardır yaşamadan bilirsin ama anlaman mümkün değildir. İşte kitap bunu başarmış daha doğrusu yazar başarmış. Sanki idam edilen adamın zihnine girmiş ve orda onunla birlikte idam edileceği güne kadar her şeyi canlı canlı yaşamış hissine kapıldım. İdamı oldum olası sevmem ve karşıyım. Kimsenin İdamı hak ettiğini de düşünmüyorum. Dünyada çok vahşi korkunç insanlar var, hani ölseler üzülmem ama onların idam edilmesi bence daha onların yaptıklarından daha korkunç.. Bir cinayetin meşrulaştırılması.! Akıl alır bir şey değil.. 'İdam cezasının olduğu bir devlet ve bunu isteyen bir halk' daha acı bir şey yok bence ben anlatamam ama kitap duygularıma tercüman olmuş resmen. Kitabı bitirdikten sonra sinir krizleri geçirsemde kitaba aşık oldum diyebilirim. Herkese tavsiye ederim..
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Can Yayınları · 2019122.1k okunma
303 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
“Mor Salkımlı Ev” Halide Edib Adıvar’ın anılarını kaleme aldığı iki ciltlik kitabın birincisidir. Bu kitap yazarın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar olan süreyi kapsıyor. İkinci kitap olan “Türk’ün Ateşle İmtihanı” ise 1918-1923 yılları arasındaki dönemi kapsıyor. Halide Edib Adıvar okumaya önceki günlerde okuduğum “Lord Kinross - Atatürk” kitabını okurken karar verdim. Bu kitapta “Türk’ün Ateşle İmtihanı” kitabından çok fazla alıntı vardı. İlk olarak Türk’ün Ateşle İmtihanı”nı okumaya karar vermiştim. Fakat
PAKİZE TÜRKARSLAN
PAKİZE TÜRKARSLAN
‘in önerisiyle “Mor Salkımlı Ev”i ilk sıraya aldım. Kendisine beni uyardığı için çok teşekkür ediyorum. Eğer Halide Edib Adıvar okumaya karar verdiyseniz ilk okumanız gereken kitap “Mor Salkımlı Ev” olsun. Kitabın ilk sayfaları hiç ilgimi çekmedi hatta biraz sıkıldım. İlerleyen sayfalarda detaylara takılmaya başladım. Dönemin İstanbulundaki hayat şartları, aile yapısı ve arada geçen Abdülhamid eleştirileri ilgimi çekmeye başladı. Sonrasında tarihi olayların anlatıldığı bölümlere gelince okuma keyfim kat kat arttı. Selim İleri’nin kaleme aldığı kitabın sonsözünde yer alan bu cümle duygularıma tercüman olmuş. “Şimdi düşünüyorum da, okullarda okuduğumuz tarih kitapları, yaşanmış, acısı ve sevinci tadılmış günleri bize anlatmaktan, aktarmaktan, duyumsatmaktan ne kadar uzak!” Kitabın hazırlanışı, orijinal metne sadık kalınışı ve eski kelimelerin anlamlarını dipnot düştüğü için Can Yayınları’na ayrıca teşekkürlerimi iletmek isterim. Yeni kitaplarda görüşmek üzere. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Mor Salkımlı Ev
Mor Salkımlı EvHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20143,587 okunma
Reklam
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.