"Bir çocuğun, anaokulun ilk gününde bu
yeteneklerle donanmış olup olmadığı, anne-babasının ve okul öncesi öğretmenlerinin, eğitime onun kafasından başlamak yerine ne ölçüde kalbinden başladıklarına bağlıdır."
Jack London denince aklıma hep 19.Yüzyıldaki Amerikan Yerlileri,soğuk,kuzey kutbu gelir.Okuduğum diğer kitaplarındaki ögeler bu kitabında da çok kullanılmış.Nasıl ki bir kitabı ortasından açıp okuyunca onun Dostoyevski'ye,Woolf'a,Kafka'ya ait olduğunu hemen anlarsınız;London da böyle bir yazardır işte.Çok kendine özgü bir anlatım biçimi ve yazım tekniği vardır.Hemen her kitabında da size sorgulatır.
Bu bence incelenmesi zor bir kitap ama benim kendime sorduğum soru "hamurumuz doğuştan belli midir yoksa onu yetiştiğimiz çevre mi yoğurur?" Cevaplanması çok zor ve hala net bir cevabı bulunamamış bir soru ama bence kitabın anafikri
buydu.Yarı kurt yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın hayatta kalabilmeyi başarmış tek yavrusu Beyaz Diş'in başından geçen maceraları anlatıyor kitap ve bu sırada da onun karakter gelişimini görüyoruz.Okurken bir kurt ile duygusal bağ
kuruyor,bazen onun için gözleriniz ıslanıyor.Henüz bir bebekken yerlilerin eline düşüyor,kızak köpeği olarak kullanılıyor,diğer köpeklerden eziyet görüyor,sahibinden hiç sevgi görmüyor.Sonra çok daha kötü niyetli bir sahibin eline düşüyor.Köpek dövüşlerinde vahşice dövüştürülüyor ve bu "Nefretin Saltanatı" bölümünde tam bir cehennem zebanisine dönüşüyor.Neyse ki iyi yürekli bir madenci tarafından kurtarılıyor.Sevgiyi de ilk o zaman tadıyor ve yavaş yavaş değişiyor.Sevginin her canlının ruhunun gıdası olduğunu ve herkes tarafından ihtiyaç duyulan bir şey olduğunu çok güzel anlatmış London.Beyaz Diş'in sonu mutlu bitmeseydi kendisine çok kırgın olacaktım.
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202077.4k okunma
Önyargının iki temel öğesi vardır: (1) Bir grup ya da kişiye karşı olumsuz bir duygu, (2) kalıp yargı, bireyleri tanımadan onları bir grubun üyesi olarak yargılamak (stereoteype). Önyargıda böylece hem duygusal hem de düşünsel ögeler bulunur. Bu iki öğenin etkisi altında kişi ayıt edici davranışta (ayırm/ discrimination) bulunur. Başka bir deyişle, aynı koşullar altında aynı biçimde davranılması gereken iki kişiye farklı farklı davranışlarda bulunur. (...) Önyargı kökü derinlere giden olumsuz bir tutumdur ve birçok sosyal durumda kendini gösterir.
İnsanoğlunun en başarılı olduğu özelliklerinden biri , bulunduğu ortama , şartlara ve zamana göre kendini ortama uydurabilmesidir.
Kont Aleksandr Rostov yazdığı şiir Stalin ve yoldaşları tarafından zararlı içerikli bulununca Moskova’nın en iyi otelinde ev hapsine mahkum ediliyor. Şükür ki kendisi kont ünvanına sahiptir ve Çarlık ortadan kalksada bir kaç tanıdık sayesinde idamdan kurtulmuştur.
Dönemin Rusya’sında Beyaz Rus toplumu diyeceğimiz Çar dönemi mensublarının kültürlü yaşamı ve yeni filizlenen komünizm arasındaki uçurum ; yeni ve eskinin mücadelesini anlatıyor bir nevi.
Tarihsel ayrıntılar , görsel betimleme , duygusal altyapı ve kahramanların sahiciliği kitabı okunur kılan öğeler bana göre. Anlatımın akıcılığı ve sadeliği de romanın zevkle okunmasına eşlik ediyor.
Tarih ve dönem romanları sevenler için tercih edilesi bir kitap emin olabilirsiniz.
Aşk,
Macera,
Aksiyon,
Fedakarlık,
Arkadaşlık,
Sadakat,
Fantastik öğeler…
Alosa görevini başarıyla yerine getirmiş ve istediğini elde etmişti. Riden’le tutsaklık rolleri değişmiş, aralarındaki duygular daha da yoğunlaşmıştı. Gemisine ve mürettebatına kavuşan Alosa, peşine düştüğü korsan lordunu ele geçirmiş ve bunun sonucunda da hayatını,
Kant: “Bu [dünya] saf intelligible bir dünya olarak düşünülüyor, çünkü ondan ahlaklılığa mani olan tüm koşul (amaç) ve öğeler ile (insan doğasının tüm zayıflık ve hataları) soyutlanmıştır. Buradan o yalın, ancak mümkün mertebe reel olanla uyumlu olabilmek için de pratik ve dolayısıyla da duyu dünyasına etki edebilen ve etmek zorunda olan bir idedir. Böylece ahlaki bir dünya idesi, yalnızca intelligible bir görünün nesnesi olarak değil (...), aynı zamanda duyusal dünyada, fakat saf aklın bir nesnesi olarak ve onun pratik kullanımında nesnel bir gerçekliğe sahiptir.”