567 syf.
9/10 puan verdi
İnsanın en değerli şeyi hayatıdır. Çünkü insan bir defa yaşar.
Aleksandr Soljenitsin
Aleksandr Soljenitsin
in genelde kitapları otobiyografik öğeler barındırırken, okuduğum ilk kitabı olan
İvan Denisoviç'in Bir Günü
İvan Denisoviç'in Bir Günü
hapishane koğuşundan, hastane koğuşu olan Kanser Koğuşu'na geçiştir. Stalin sonrası dönemde, 1960'larda Orta Asya'daki bir taşra hasta­nesinde geçer. Kanser Koğuşu, Stalin'in ölümünden sonraki bir Sovyet eyalet hastanesinin kanser
Kanser Koğuşu
Kanser KoğuşuAleksandr Soljenitsin · Altın Kitaplar · 197094 okunma
284 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Kitap, iyi eğitimli, varlıklı, saygın bir aileden gelen Leyla’nın, yaşadığı tek yer olan aile yadigarı köşkün zengin bir aile tarafından alınması ve yaşlı kadının evden atılmasıyla başlıyor. Gazeteci Yusuf, küçüklüğünden beri tanıdığı yaşlı kadını evine alıyor ve Leyla daha önce hiç tanışmadığı insanlarla ve hiç görmediği bir ortamda bulunuyor kendini. Leyla’nın evden atılıp Yusuf’un yanına yerleştikten sonra yaşadıkları ve yalının yeni sahipleri Ömer bey, karısı Necla ve Ali Yekta Bey’in başından geçenler anlatılıyor kitapta. Leyla yeni hayatında Yusuf’un kız arkadaşı gerçek adı Rukiye olan ancak Roxy adını kullanan sevgilisi ve onun arkadaşlarıyla tanışıyor. Başta istenmemesine rağmen sonrasında kurulan bağlar, birbirlerinin hayatlarına dokunmalar, birbirlerine yardım etmeler başlıyor. Bir tarafta Leyla’nın evinden kovulmasına rağmen bulduğu yeni bir hayat, diğer tarafta ise köşkü haksızlıkla elde eden ve hırslarının kurbanı olan evli çiftin hayatı, kavgaları, ailevi çekişmeleri ve Ali Yekta Bey’in başına gelenler.. Hırslar ve çıkarlar uğruna neler yapılabileceğini, komşuluk ilişkilerindeki çıkarları, güçsüz durumda olan insanların nasıl ezildiğini, bazı şeylerin insanın hayatını nasıl değiştirdiğini, aile kavramını, sevginin her türlü zorluğu yendiğini anlatan, içinde tarihten esintilerin olduğu, duygusal öğeler barındıran güzel bir kitaptı Leyla’nın Evi.
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201728.9k okunma
Reklam
481 syf.
·
Not rated
Serenad
Altmış yıl süren bir aşkı anlatsa da kitap, arkasında toplumsal ve tarihsel öğeler bulunduruyor. Karakterlerimiz Maya isimli bir kadın ve Profesör Wagner. Bu iki kişinin hayatlarının kesişmesi eşsiz satırlara neden oluyor. Tarifi olmayan yılların süregeldiği bir aşkı okurken bir yandan da gerçekten yaşanılan Struma olayı hakkında bilgi ediniyorsunuz. Sizi çok etkileyici bir atmosferin içine bırakıyor. Olaylar çok sürükleyici ilerliyor ve kitabı elinizden bırakması güç oluyor. Ayrıca, duygusal yönleri de yoğun bir kitap. Bu yüzden, birçok okuyucu gözü yaşlı okuyabilir bazı sayfaları. Bence, gerçeklik ve kurgu bu kitapta çok başarılı harmanlanmıştı. Kitap çok akıcı ve merak ettiriciydi... Umut dolu kitaplara...
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020138k okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Merhabalar Ceviz'in renkli müritleri. #furthermore serisi 2. Kifabı #kışkent yorumu işe geldik. İlk kitap #ötediyarı sevmiştim çok özgün ve çok hayal gücü yüksek bir hikayeydi. Elimde hazır kışkent varken başlayayım dedim. Baskısı muhteşem tek kelimeyle. Normalde şömizi çıkarırım bu sefer sürekli bakmak istediğimden çıkarmadım öyle okudum.
Kışkent
KışkentTahereh Mafi · Yabancı Yayınları · 2020186 okunma
430 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Roman çok duygusal öğeler barındırmakla beraber özellikle dönemin tarihi ve sosyolojik yapısına dair fikir sahibi olacağınız etkileyici bir kitap. Afganistan tarih boyunca çeşitli güçlerin mücadele haline gelmiş ve bir türlü kendisini savaş alanı haline gelmekten kurtaramamış bir bölge maalesef. Kitap akıcı olmakla birlikte eleştireceğim tek nokta şu olabilir. Kitabın finali. Kitabın finalinde sanki ABD güçlerinin Afganistan'a gelmesiyle birlikte her şey güllük gülistanlık olmuş gibi bir durum yansıtılmış. Burada bir algı çalışması olduğunu düşünüyorum. Herkese faydalı okumalar...
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101.8k okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 20 hours
“Çok gülen bir insan, aynı zamanda çok ağlayan değil midir?” Pandora Kutusu, Osamu Dazai’den okuduğum 6. kitap. Her kitabında olduğu gibi burada da o karamsar ve melankolik ruh halini sezebiliyorsunuz. Kendisini kasmadan, -mış gibi yapmadan hislerini, duygularını kitaplarında yansıtmasını çok seviyorum. Hem çok gerçekçi buluyorum hem duygusal anlamda böyle şeffaf olması kendisine yakın hissettiriyor böylelikle. Diğer kitaplarında olduğu gibi otobiyografik ögeler barındıran bu kitap, tüberküloz sebebiyle Sağlık Dojosu olarak adlandırılan bir sanatoryumda tedavi gören bir gencin en yakın arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşan bir eser. Tarlakuşu lakabını alan bu genç kendisi gibi takma adları kullanan hasta ve hastabakıcılar ile ilişkilerini, rutinini, sevincini, öfkesini paylaşıyor arkadaşıyla. Yazarın intih@rından 3 yıl önce kaleme aldığı bu kitap aynı zamanda bir yeniden doğuş hikayesi aslında. Kitapta yer alan bir mektupta da bir asma benzetmesi yaparak “güneşe doğru büyüyorum” ifadesini kullanıyor. Acaba Dazai o dönemde gerçekten içindeki çıkmazlardan yeni bir umut ışığı görmeye başlamış mıydı ve sonradan bu ışığı yeniden mi kaybetmişti düşünmeden edemedim. Yine derin düşüncelere daldım sayende Tarlakuşu…
Pandora’nın Kutusu
Pandora’nın KutusuOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20232,636 okunma
Reklam
222 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.