Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
“Anne babamla yaşamak üzere geri döndüğümde 5 yaşımdaydım, ama annem beni gerçekten seviyor mu diye kendime hep soruyordum. Onu öfkelendirdiğim, fazla olduğum izlenimi içindeydim. Yanına gittiğimde sinirleniyordu: ‘Sürekli dibimdesin,’ diyordu. Babam ise hem vardı hem yoktu, öğretmenlik işine gömülmüştü, odasına kapanmış ödev düzeltiyordu. Sanırım annemi tek kulağıyla dinliyordu ve annem de öfkesini bana boşaltıyordu. Yıllar boyunca sofrada, sokakta, her yerde, ‘düşeceksin, başaramazsın, yapamazsın’ sözlerini işitmiştim...” Burada annenin (bu baba da olabilir) bakışının çocuğun kendisine dair imgesini nasıl etkilediği görülmektedir. Bu bakış, en azından iyi niyetten yoksundur. Değer vermez. Dahası, değersizleştirir. Alınan mesaj, “ben tek başıma var olamam”dır. Anne babanın sözünün çocuk için bir hakikat statüsü vardır. “Onlar diyorsa doğrudur.” Daha ileride bu durum kadını narsistik sapkının baştan çıkarma girişimi sırasındaki yaltaklanmalarına inanmaya yöneltecektir. Ötekine bağımlılık bu inanç dolayısıyla gelişir. Bu, uyuşturucu gibi, gerçek bir bağımlılıktır. “Telafi etme” işlevi görecek olan ötekiyle arada bilinçdışı bir bağ vardır. Fakat kadın kuşku duyar, annesinin sevgisini “onarmayı”, annenin ona bakışını değiştirmeyi asla başaramamıştır Ve kendini güçsüz hisseder. Bu durum, narsistik manipülatörün yanında, umut anları (“onu değiştiririm”) ile cesaretsizlik, uysalca itaat evrelerinin (feragatle eştir) birbirinin yerine geçmesini açıklar. Güçsüz olmak ona öğretilmiştir...
BEŞ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ 82-90 yılları arası Sherlock Holmes vakalarıyla ilgili aldığım notlara bakınca, o denli çok sayıda garip ve ilginç olaylar olduğunu görüyorum ki aralarından birini seçmekte zorlanıyorum. Bazıları gazetelerde yayımlandı, bazıları ise hiç gün ışığı görmedi. Benim amacım da bu ikincileri anlatmak. Kimi vakalar, Holmes'un
Ali Şeriati kendini anlatıyor.
"İlerici ve modern olup Batı fezasından çağımıza egemen olan ekol ve nitelikleri soluyan aydınların, kendisinde henüz gericiliğin etkilerinin varolduğu istisnaî bireyler hakkında düşünceleri hiç de hoş değil. Bu tür aydınlardan biri Şirket-i Sehami-yi Ayendegân adlı gazetede beni, "Alim olduğu halde, beyninde dinî tortular kalmış ve
Sayfa 26