Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkes herkesi manipüle eder; ancak tıpkı aşk ilişkileri paletindeki nüanslar gibi bu da çok değişik derecelerde olur. Narsistik sapkında manipülasyon sistematikken ve ilişkinin eksenini oluştururken, çoğu çiftte münferittir, duruma bağlıdır. Sıradan manipülasyon (şantaj, suçluluk duygusu yaratma, değersizleștirme, yerme, bağımlı kılma, vs.) ile narsistik sapkının uygulamaya koyduğu arasındaki farklılık, (bazı manipülasyon türleri -örneğin yerme- özellikle tekrarlandığında diğerlerinden daha sapkın olsa da) manipülasyon tarzının kendisinden ziyade, bunların uygulanma ritm ve yoğunluğunda yatar. Manipülasyona sapkınlık katan șey tekrardır.
Reklam
Duygular, çoğu zaman sandığımız gibi, gelip geçici, bağımsız güçler değildir. Düşüncelerimize verdiğimiz bir yanıttır. Duygusal şantaja yanıt olarak verdiğimiz hemen hemen tüm endişe, üzüntü, korku veya suçluluk duygularından önce, kendi yeterliliğimiz, sevilebilirliğimiz ve başkalarına karşı sorumluluğumuz hakkında olumsuz veya hatalı bir inanç gelir ve bu inançlar duygularımızın kaynağıdır. O halde davranışımız genellikle bu inançlardan kaynaklanan rahatsız edici duyguları susturma girişimidir.
Hem akıl hem de duygular çok fazla bilgi içerir ve ikisi arasında bir akış yaratmamız gerekir. Amaç duygular etrafında dönüp dolaşmaktansa aynı anda hem düşünüp hem de hissedebilmektir. Şantaj kızıştığında, gözetleme kulesindeki bakış açısına ihtiyacınız vardır.
Kötü alışkanlıklar rahattır, baştan çıkarcıdır, ta ki sonuçlarıyla yüzleşene kadar.
Değişim bilgiyi yalnızca toplamayı değil, onu kullanmayı gerektirir.
Reklam
Bir ilişkiden güven ve samimiyet hissi gittiğinde, rol yapmaya alışırız. Mutlu olmadığımızda mutluymuş gibi davranırız ve öyle olmamasına rağmen her şeyin yolunda olduğunu söyleriz.
Biriyle olan ilişkimiz sürekli olarak yumurta kabukları üzerinde yürümeye benzerse geriye ne kalır? Yüzeysel küçük konuşmalar, gergin sessizlikler, çok fazla tansiyon. Sakin bir şantajcıyı ve boyun eğen hedefi çevreleyen yapay sakinliğin hemen altında, aralarında açılan ve genişleyen bir uçurum vardır.
Bir ilişkinin güvenlik seviyesi düştükçe, şantajcılarımızdan giderek daha fazla saklanarak korunuruz. Nasıl hissettiğimizi veya bizim için en iyisinin ne olduğunu umursadıklarına ye hatta bize doğruyu söylemelerine güvenmeyi bırakırız, kafalarına bir şeyi koyduklarında en iyi ihtimalle duyarsız ve en kötü ihtimalle de acımasız olabileceklerini biliriz. Buradaki kurban, yakınlıktır.
O orospu çocuğu beni nereden yakalayacağını iyi biliyor. Daha da kötüsü bunu benim kendime yapmış olmam.
Reklam
Duygusal şantaj, bizi ifade edilmemiş, için için yanan duygularla dolu halde bırakır.
Kendimi savunmak dışında her şeyi yaptım.
Şantaj sisinin içine girdikçe kendimiz hakkındaki yargılarımız da bulanıklaşır: "Bir omurgam olsaydı, boyun eğmezdim" diye kızarız kendimize. "Gerçekten bu kadar zayıf mıyım? Benim sorunum ne?"
311 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.