Psikolojide yetenekle iş bitmez, o her şeyden önce bir karakter meselesidir, " bilinen her şeyi düşünme" cesareti meselesidir, Nietzsche gibi ideal durumda ise bilme yeteneğidir, bilme iradesinin son derece temel, erkeksi gücüyle birleşmiştir. Gerçek psikoloğun, görebildiği yerde aynı zamanda görmek istemesi de gerekir, herhangi bir duygusal anlayışlılıktan, kişisel korkudan ve çekinceden dolayı görmezlikten gelemez ya da boş veremez veya saygıdan ve hassaslıktan dolayı el sürmekten geri duramaz.
İki çeşit merhamet vardır. Biri, zayıf ve duygusal olanı ki bu sadece kalbin sabırsızlığıdır ve garip bir talihsizliğin utanç verici duygularından mümkün olduğu kadar çabuk kurtulmak için gösterilir. Aslında acı vermeyen bu merhamet, ancak kendi ruhunun yabancı acılara karşı yalnızca içgüdüsel savunmasıdır. Ve diğeri yani geçerli olanı ne istediğini bilen ve sabırla her şeye gücünün yettiğince sonuna kadar tahammül etmekle kararlı ve duygusallıktan uzak fakat yaratıcı olan merhamettir.
Daha az şey istediğimi, duygularıma bir çeşit felç indiğini fark ettim, bu yüzden -belki de ifade etmenin en iyi yolu bu- bir çeşit hayata tutkulu bağlanma, yani duygusal zayıflık çekiyordum.
Ama şansıma bağlı olarak her şeyi almaya ve daha fazlasını istememeye alışmış olmam,gitgide heyecan yokluğuna ve cansızlığa neden oldu.Daha sonra yarı farkındalık anlarında bilinçsizce beni harekete geçiren arzular gerçek değillerdi.Daha güçlü,vahşi,hırslı ve daha az tatmin edilmiş arzulara duyulan özlemdi.Daha çok yaşama ve belki de daha fazla acı çekme arzusuydu.Fazlasıyla akıllıca bir yöntemle hayatımdan bütün engelleri kaldırdım.Yaşama gücüm bu engellerin yokluğuyla baltalandı.Daha az şey istediğimi,duygularıma bir çeşit felç indiğini fark ettim,bu yüzden -belki de ifade etmenin en iyi yolu bu -bir çeşit hayata tutkulu bağlanma,yani duygusal zayıflık çekiyordum.
Erika Ewald o güne dek acı dolu sayısı anlar yaşamıştı; şimdi de böyle büyük bir acının altından kolayca kalkacağına inanıyordu. Geçmişin irili ufaklı acıları yaşamını doldurmuş, ona, tuhaf da olsa kimi mutlu anlar yaşatmıştı. Onlar insanı melankolizme, düşselliğe, hafif bunalımlara ve şairlerin küçük hüzünlerinden yarattığı duygusal ve özlem dolu mısralara sürükler.