Sadece donmak mı? Artık bir ‘iceberg’im
Bir insanın donması, özellikle kendine ama bazen de, hatta daha çok, başkalarına karşı bilerek duygusuzlaşması demektir.
Sayfa 207
Ama hiç kuşkusuz her türlü yanlışlığın üzerimizde etkili olmasını kabullenmek de öğretilmiştir bizlere. Güneşin alnında sıraya dizilip beklememiz, çakıllı sahillerde koşturmamız, asker olmamız, izci olmamız, işçi olmamız, infilâk eden bir trenin içinde olmamız, kilitli kapıların ardında kalmamız, önemsiz olmamız ve ölmemiz. Sonuç kendi kendimize karşı duygusuzlaşmamız, meraksız olmamızdır. Karşılığında bir maden ocağı işçisi gibi ezilmek için kim kendi kendine bekçilik etmeye heveslidir? Hatta bir maden ocağı işçisi kadar bile belirgin bir yerimiz olmaksızın bir nehre çekilmiş çite doğru yüzen balık sürüleri içinden sadece bir balık olmak için? Ama ben kendimin ne olduğunu bilmeliyim.
Reklam
insanın donması: özellikle kendine- ama bazen,hatta daha çok, başkalarına karşı bilerek duygusuzlaşması demektir. Gerçi bu bir kendini koruma mekanizmasıdır, ama ruhsal psişe için müşkül bir durumdur, çünkü ruh buz gibi olma durumuna değil, tersine, sıcaklığa yanıt verir.
ayrıntı yay.t1 56. BasımKitabı okudu
Yaşa­mak, doyasıya yaşamak için, canlı olmak -ki bu, olduğu olarak kalması demektir- insanın gözlerinin hayat tarafından körletilmesi, duygusuzlaşması gerekir.
Sayfa 218 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Duyguların donması, yaratıcılığın donması
Donup kalmak bir kişinin yapabileceği en kötü şeydir. Soğukluk, yaratıcılığa, ilişkiye ve bizzat hayata verilen ölüm öpücüğüdür. Bazı kadınlar soğuk olmak sanki bir başarıymış gibi davranırlar. Oysa bu bir başarı değildir. Bu savunmaya yönelik bir öfke eylemidir. Arketipsel psikolojide soğuk olmak , duygulardan yoksun olmaktır. Bir insanın donması,özellikle kendine, ama bazen de, hatta daha çok, başkalarına karşı bilerek duygusuzlaşması demektir. Gerçi bu bir kendini koruma mekanizmasıdır, ama ruhsal psişe için müşkül bir durumdur, çünkü ruh, buz gibi olma haline değil , tersine, sıcaklığa yanıt verir. Buz gibi bir tutum, bir kadının yaratıcı ateşini söndürür. Yaratıcı işlevi ketler. Buz kırılmalı ve ruh donmuş halden çıkarılmalıdır.
Sayfa 207Kitabı okudu
"Kendi kendimizi değerinden aşağı görmek için büyük bir baskıyı yüklenmemiz gerek. öte yandan, uygarlık bize her birimizin değeri tahmin edilemeyen fertler olduğumuzu öğretir. O halde şu iki hazırlık gereklidir: biri yaşam, diğeri ölüm için. Bu nedenle kendimize bir değer biçer, sonra da kendimize değer biçmekten utanç duyarız, yoğrulur, katılaşırız. Sakin ve sessizlik öğretilir bizlere ve arada bir içimizden biri bu ölçüyü kaçıracak olsa, öylesine soğukkanlılıkla yapar ki bunu, sanki iç dünyasını, ruhunu değil de tırnaklarını inceliyormuşçasına, kusurlarını bir pisliğe bakıyormuşçasına küçümser. Ama hiç kuşkusuz her türlü yanlışlığın üzerimizde etkili olmasını kabullenmek de öğretilmiştir bizlere. Güneşin alnında sıraya dizilip beklememiz, çakıllı sahillerde koşturmamız, asker olmamız, izci olmamız, işçi olmamız, infilâk eden bir trenin içinde olmamız, kilitli kapıların ardında kalmamız, önemsiz olmamız ve ölmemiz. Sonuç kendi kendimize karşı duygusuzlaşmamız, meraksız olmamızdır. Karşılığında bir maden ocağı işçisi gibi ezilmek için kim kendi kendine bekçilik etmeye heveslidir? Hatta bir maden ocağı işçisi kadar bile belirgin bir yerimiz olmaksızın bir nehre çekilmiş çite doğru yüzen balık sürüleri içinden sadece bir balık olmak için? Ama ben kendimin ne olduğunu bilmeliyim. "
Reklam
Bir insanın donuk olması, özellikle kendine daha çokta başkalarına karşı duygusuzlaşması demektir. Bu bir kendini koruma mekanizmasıdır, ama ruhsal pisişe için müşkül bir durumdur. Çünkü ruh, buz gibi olma haline değil, sıcaklığa yanıt verir. Buz gibi bir tutum, bir kadının yaratıcı ateşini söndürür, yaratıcı işleve ket vurur.
Sayfa 207
Bir insanın donması, özellikle kendine, ama bazen de , hatta daha çok, başkalarına karşı bilerek duygusuzlaşması demektir. Gerçi bu bir kendini koruma mekanizmasıdır.
Sayfa 207Kitabı okudu
Bir insanın donması, özellikle kendine, ama bazen de hayatta daha çok, başkalarına karşı bilerek duygusuzlaşması demektir. Gerçi bu bir kendini koruma mekanizmasıdır, ama ruhsal psişe için müşkül bir durumdur, çünkü ruh buz gibi olma haline değil, tersine sıcaklığı yatırır. Buz gibi bir tutum, bir kadının yaratıcı ateşini söndürür. Yaratıcı işlevi ketler.
Aile ilişkilerim düzenliydi, mesleğim ve kariyerim tüzüklerle belirlenmişti. Bu kayıtsız yaşam tarzı kalbimin duygusuzlaşmasına yol açmıştı.
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.