Duyuların İnsanileştirilmesi
Aç kalmış bir insan için besinin insanı şekli değil, besin olarak soyut özü var olabilir ancak. Böyle bir besin en kaba saha bir biçimde de elde edilebilir ve aç kalmış bir insanın yemek yemesiyle bir hayvanın yemesi arasındaki ayrımın ne olduğunu söyleyemeyiz. Yoksul, sıkıntı içindeki adamın gözü en güzel oyunu bile görmez; madenleri işleyen insan onların yalnızca piyasa fiyatlarını düşünür, madenin güzelliğini ya da benzersizliğini düşünmez. Madenler biliminden haberi yoktur. Dolayısıyla insan özünün nesneleştirilmesi, hem kuramsal hem de pratik bakımdan, insani hayatın ve doğal hayatın büyük zenginliğini karşılayan insani duyular yaratmak anlamına geldiği kadar, insanın duyularını insanileştirmek anlamına da gelir.
Sayfa 118 - BirikimKitabı okudu