Bu yorumda spoiler yoktur.
Yazarın bu seriyi 19 yaşında yazmaya başlamış olduğuna inanamıyorum. Yaşça büyüktür diye düşünmüştüm aksine.
Öncelikle bu Haşhaş Savaşı üçlemesinin son kitabı. Direkt seriyi kapsayarak yorum yapacağım.
İlk kitap akademinin işleyişini anlayıp karakterleri tanıyoruz ve en çok hassas sahneler ilk kitapta mevcut. Venka’nın anlattıkları ve Kitay’ın tecrübeleri bir müddet aklımdan çıkmadı.
İkinci kitap koca bir siyasi roman gibiydi. Birliklerin her birini tanıdık, gerçekten kimin düşman kimin dost olduğunu anlamak biraz uzun sürdü. Akıl oyunları, devlet planları, stratejiler okumak keyifliydi. Ayrıca ilk kitapta hikayesinin yardım kaldığını sandığımız karakterleri burada tekrar görünce mutlu olmuştum.
Üçüncü kitap artık işlerin iyice çivisinin çıktığı ve karakterlerin, karakter gelişimini tamamladığı -tamamlamaya çalıştığı- bir kitaptı. Güç zehirlenmeleri, taraf değiştirmeler, mantıklı düşünmek, duygusal düşünmek bunların hepsini aynı anda görüyoruz. Kitabın ilk bölümünden sonra, iki kitapta olduğum taraftan çıkıp diğer tarafa geçmiş bulundum.. okurken siz de değerlerinizi sorgulamaya başlıyorsunuz.
İyi bitti, finali beni memnun etti.
Ayrıca üç kitaplık bir seride tamamen distopya okumak harikaydı. Saçma sapan aşk mevzularını girilmeyip sadece devlet meselesi okumak gayet iyiydi.
Seriyi okuduğum ve bu yazarı tanıdığım için çok mutluyum.
Kocaman distopik bir evren var. Çok geniş karakterler, birlikler var. Evrene bayıldım.
Ve Kitay, en çok da seni sevdim sevgili dostum, her zaman favorimdin.