Dış borçlardan alacaklı Avrupa devletleri yalnızca Galata bankerlerine olan iç borçlar için böyle bir idare kurulmasına tepki gösterdi ve 1881’de damga, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün ve ipekten alınan ve iç borçlara ayrılan vergilerin geliri bu kez iç borçlarla birlikte dış borçlara da tahsis edildi. Böylece Osmanlı imparatorluğu bazı gelirlerin doğrudan borç ödemelerine tahsis etmek zorunda kalmış oluyordu. İş bu kadarla da bitmedi. Yabancı devletler iç ve dış borçların ödenmesinde kullanılmaya ayrılan bu gelirleri toplama ve alacaklılara ödeme görevinin de Osmanlı devletinden ayrı bir idare kurularak ona devredilmesini istediler. Hükümet yabancı devletlerin baskılarına dayanamadı ve 20 Aralık 1881’de yayımladığı Muharrem kararnamesi ile Rüsum-u Sitte idaresini kaldırarak yerine Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Mukassasa İdaresi’ni kurdu.
Cumhuriyetin ilk kuşaklarının dış borçlanmadan uzak durmasının en önemli nedeni 1954 yılına kadar ödemesi sürmüş olan Düyun-u Umumiye borçlarıdır.
Reklam
Düyun-u Umumiye İngiliz Dainler Vekili Sır Adam Block, 1914'de harbe girmemiz üzerine İstanbul'dan ayrılacağı zaman şöyle demişti: - Eğer Almanya kazanırsa, siz de Alman kolonisi olacaksınız. Eğer İngiltere kazanırsa mahvoldunuz! Harbi İngiltere kazanmıştı.
Sayfa 129·Kitabı okudu
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Salim Nizam / Bandırma Palas Sayfa:100 19. yüzyıl başlarında inşa edilen Bandırma Palas Oteli, birçok tarihi olaya ev sahipliği yapmıştır. Uzun yıllar Düyun-u Umumiye binası olarak hizmet vermiştir. ( 1881-1923 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun iç ve dış borçlarını denetlemiştir.) Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Gören ve Kurtuluş Savaşımızın eşsiz tanığıdır. Siyah pardesülü yabancı bir adam otelden kuşlu bir oda istemiştir. Bülbülü bir oda isteyen adam bu odaya 3 katı fazla para verip 3 aylığına konaklamak ister. Bu süreçte misafirlerinin de kendine eşlik edeceğini bildirir otelciye. Bu süre zarfında oda servisini yapan İranlı Faris'te kendine yardımcı olur. Geçmişten tarihten ve kitaplardan konuşan ikili oldukça güzel iletişim kurmuştur fakat Faris, adamda bir farklılık olduğunu anlamıştır. Ölmüş karısından kalan tüm detayları toplamak isteyen Mahir'in saçını maviye boyayan Ünlü tiyatrocu Orçun Veranda ile ne bağlantısı olabilir? Gerçekleri ortaya çıkarmak için oldukça profesyonel oyun oynayan adam, mavi saçlı adamı kuşu yakalamak için yardım bahanesiyle odasına çağırır.. Gerçekliğin sınırını zorlayan odada acı hesaplaşma başlamıştır.. Mahir ruh hastası mıydı yoksa öfkeli, acısını sindiremeyen bir koca mı? Gerçek ve hayal arasında yaşayan bir adamın hikayesiydi... #reklam #pr #hediye
Bandırma Palas
Bandırma PalasSalim Nizam · Ötüken Neşriyat · 202528 okunma
Kaynakları yabancılara peşkeş çeken II.Abdülhamid
Il. Abdülhamid; demiryolları, madenler, bankalar, belediye hizmetleri, sanayi kurumları, limanlar, tütün, hatta en temel ver­gileri imtiyazlı yabancı şirketlere devretti. Padişahlık döneminde, yabancı şirketlerin en fazla yatırım yaptıkları alan demiryollarıy­dı. Çünkü demiryolu yatırımı çok kazançlıydı. Osmanlı Devle­ti, demiryolu yapan yabancı şirketlere gelir garantisi veriyordu. Duyun-u Umumiye, garanti verilen gelirleri topluyor ve demir­yolu yapan şirketlere veriyordu. Demiryolu yapan şirketlere 99 yıllık imtiyaz sözleşmeleri imzalandı. Hattın geçeceği arazi, de­miryolu yapan yabancı şirkete bedelsiz devredildi. Şirket, demir­yolu hattının çevresindeki 20 ila 45 kilometrelik alanda petrol dahil bütün madenleri çıkarıp işletme hakkına sahipti. Ayrıca, bu alanda ruhsatsız olarak eski eser kazıları yapabileceklerdi. Doğan Avcıoğlu, bu dönemi şöyle kaleme alır: "Saray erkanı demiryolu, tramvay, elektrik ve gaz tesisle­ri imtiyazlannı yabancı şirketlere peşkeş çekerek büyük karlar sağlamışlardır."
Sinan Meydan, Akl-ı Kemal Atatürk'ün Akıllı Projeleri, c. 3, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2018, s. 332.·Kitabı okudu
II. Abdülhamid döneminde Duyun-u Umumiye
Osmanlı Devleti, ilk kez 1854'te Kırım Savaşı'nda borç aldı. 1854-1914 yılları arasında 42 dış borç anlaşması yaptı. Bu anlaşmaların 13'ü, il. Abdülhamid zamanında imzalandı. Il. Abdülhamid padişah olunca, 1879'da Galata bankerleriyle ve Osmanlı Bankası'yla bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre devlet, bazı gelirlerini alacaklıların yönetimine bıraktı. 1881 'de Batılı alacaklı ülkelerle de benzer bir anlaşma yapıldı. "Muhar­rem Kararnamesi" diye bilinen bu anlaşmayla devlet içinde bir devlet kuruldu. Bu devletin adı, "Duyun-u Umumiye" idi. İngil­tere, Almanya, Fransa, İtalya ve Avusturya gibi alacaklı ülkeler ile Osmanlı Bankası temsilcilerinden bir "Duyun-u Umumiye" Meclisi kuruldu. Bu meclisin görevi, borçlara karşı vergi gelirlerini toplayıp alacaklılara dağıtmaktı. "Duyun-u Umumiye"nin kendi kolluk kuvveti bile vardı.
Doğan Avcıoğlu, Türkiye'nin Düzeni, !. Kitap, İstanbul, 2001, s. 124-128.·Kitabı okudu
Reklam
319 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.