15 Ekim 1844' te doğan, "Güç İstenci", "Üstinsan", "Bengidönüş" gibi özgün fikirlerle tanınan varoluşçu, Alman filozof (
Friedrich Nietzsche) Nietzsche' nin düşüncelerinin en yüksek düzeye ulaştığı hatta hakkında " En derin eser " dediği kitabıdır Böyle Buyurdu Zerdüşt. Bu eser
Yalnızlıklar…
Bir kelime kaç farklı şeye benzetilebilir? Bir kelimeden yola çıkarak kaç farklı diyar gezilebilir? Kurulan cümleler, sanatlı dilde yazılmış her metinde olduğu gibi insanı duraksatıp düşündürüyor. Hele ki vakit gece yarısını çoktan geçmiş, saat 4’e ramak kalmış, geceye karışan köpek sesleri ve hafif bir lamba uğultusundan başka ses
Hayatımı kendi ruh haline göre bana ithaf ettiği cümleler içerisinde geçiriyor olmak pek eğlenceli.. Kimin mi tabii ki de annemin. Babama sinirlendiği zaman evime gelip '' ne yapacaksın kocayı ohh en rahat sensin '' demesinin ardından babam ile ikinci bahar moduna geçince de '' ahh kızım çocuklar da gidecek, bizler bugün var yarın yokuz nasıl geçecek ömrün tek başına '' diye ağıtlar yakan annem..
Bir yandan yaşam sevincim olurken diğer yandan göğüs kafesimi
genişleten, dostluğu ve varlığı ile merhamete, aşka ve geleceğe dair umudumu arttıran, bir çift güzel söz, bir tutam tebessümü ile gecemi mehtaba çeviren annem.
Her ne kadar ilk evlat olmanın verdiği mecburiyet sebebi ile erken büyümek zorunda olan kızların kaderini yaşamış olsam da;
Rahatlıkla içimi dökebilme güvenini bana verdiği, yaptığım tüm hatalarıma rağmen doğruları ne beni ne de dizini dövmeden anlattığı için gerçekten çok şanslıyım.
Hiçbir şey yolunda gitmiyor sanıyoruz ya, değmiyor uğruna yorulduklarımız emin olun...Dünya yalan olduktan sonra; düz olsa ne yuvarlak olsa ne...
Gülmeyi, sevmeyi öğretenlerimiz eksik olmasınlar etrafımızdan..
Günaydın Sevgili 1k Okurları, çayınızı kahvenizi hazırlayın... Sizler için güzel bir yazı buldum. Kayıprıhtım'a teşekkürlerimle... Yazı ile ilgili fikrinizi yoruma bırakmayı unutmayın. Okuyunca anlarsınız. :))
*
~Ünlü Yazarlarca Pek Sevilmeyen 14 Klasik ~
Dünya edebiyatının mihenk taşları olan klasik eserleri sevmeyenimiz var mıdır,
Görülmeyen Adam ırkçılığı konu alan bir eser. Fakat kitabın en can alıcı noktası, farklı olduğu düşünülen kişilerden çok kardeş olduğu düşünülen kişiler ile yaşanan çapraşık duygulardır. Beyaz’ın alaycı tavrı ve göklere uzanan kibri kardeşi kardeşe kırdırır. Oldukça hacimli olması kitabı yorucu hale getiriyor. Uzun betimlemeler ve zaman zaman düz yazıdan sıyrılıp kendini gösteren şiirsel bir dil. Kitapta geçen olayların günümüzde hala yaşanan olaylar olması üzücü.
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Ah bu yağmur,
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur yerde taş ve bende kemik
Dayandıkça çisil çisil yağacak
Bir yağmurdayım bir yağmur ki nasıl desem bir bahar günü ansızın yağan ama mutluluğu geçici bir yağmur,bir yağmur ki en ketum aralık yağmuru başı sevinç ortası hayal kırıklığı sonu olmayan ve yüzüme
2023 yılında okuduğum kitapların neredeyse hepsini beğendim.
Gün Ortasında Karanlık da beğendiğim kitaplar listesine girdi. Gerçekten de çok iyi bir hapishane romanı veya politik bir roman da diyebiliriz.
Öncelikle kitabın yazarı
Arthur Koestler ’den bahsetmek istiyorum. Yahudi bir ailenin çocuğu olarak Macaristan’da doğdu. Alman Komünist Partisine üye oldu daha
Payız kövrəldəndi, bahar coşduran,
Məni sərt eləyən qış da gözəldir.
Ürəyin daşdımı, demə, ay insan,
Duymağı bacarsan, daş da gözəldir.
Bir gözəl çıxanda çəmənə, düzə,
Fikir ver yanağa, nəzər sal üzə.
Gözəllik baxarmı əyriyə, düzə,
Demə ki, əyridi, qaş da gözəldir.
Zəlimxan, olmasın nə ah, nə aman,
Ağrıdan ağlamaq yamandır, yaman.
Sevincin qəlbini dolduran zaman,
Yanaqdan süzülən yaş da gözəldir!🌿
Aziz kardeşlerim herkes sevgiliyi anlatır. Ama leylaya mecnunun gözü ile bakmayanlar onda bir şey göremezler.
Sözlerine “Aişe binti Ebubekir Habibetü Habîbullah” (Ebubekir Kızı Aişe, Habibullahın Sevgilisi) diye başlayan mü’minlerin annesinden “En Sevgiliyi” dinleyelim. [1]
“Yusuf’u gördüklerinde bu bir melektir diyen kadınlar, Benim efendimi
küçüksün. bir yağmur damlası gibi… toprağın üstünde kıpırdıyorsun. güneş kıpırdıyor üstünde. göze gelmiş bir çiğdemsin. boynun bükük… yaşamak nasıl yenilmektir hiç bilmiyorsun. nasıl azalmaktır yaşamak, bilmiyorsun. gönlünü sakınmadan koşuyorsun. kendini sakınmadan koşuyorsun. uzanıyorsun limanlara, oradan dalgalara. ıssız deniz fenerlerine kadar