İNCİ
Kino, eşi Juana ve bebekleri Coyotito koyda yaşayan, fakir bir kızılderili ailesidir. Kino bulduğu eşsiz inci sayesinde yaşamının değişeceğine inanır ve asla pes etmez. Tek istediği çocuğunun okumayı öğrenip kitaplarda yazılanları okuyabilmesidir. Bulduğu inci herkes tarafından duyulmuştur ve dilencisinden doktoruna herkes bu inci ile hayaller kurmaktadır.
Hepimiz hayatımızı değiştirecek mucizeler ararız. Ve onu bulduğumuzda da o an için ne yapılması gerekiyorsa onu yaparız. O inciyi bizim bulduğumuzu hayal edelim. Biz ne yapardık? Ben Kino’nun yaptığını yapardım. Sonu felaketlerle de sonuçlansa da bir şeylerin değişmesi için bence o adımlar atılmalıydı. Çünkü Kino, diğerleri gibi zengin olma, daha çok para kazanma hırsı ile yaşamıyordu. Çocuğu okuyup değişirse belki bu düzen değişecekti.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Bu kitabında da yine evrensel mesajları net bir şekilde okuyucuya aktarıyor. Yoksulluk, zenginlik, iyilik, kötülük, hırs, aç gözlülük ve bilginin önemi gibi konulara çok güzel şekilde değinmiş yazar. Sizler de eğer okuduysanız yorumlarınızı yazabilirsiniz.
“En büyük hazinemiz aklımızdır, sonra kitaplarımız.”