Düzen: Bir eliyle verdiğini öbür eliyle alır. Kurbanları: Ödeme yaptıkça borçlu çıkarlar.
Sayfa 116
Bu düzen böyle mi gidecek? Pireler filleri yutacak.
Reklam
Cengiz Han'dan
Itaat altına aldığım bozkır halklarında, hırsızlık, yağmalama ve fuhuş, alelāde şeyler haline gelmişti. Oğul, babayı saymıyor; koca, karısına güvenmiyor; kadın, kocasının isteğini hiçe sayıyor; küçük büyüğe saygı göstermiyor; zenginler, fakirlere yardım etmiyor; aşağıdakiler yukarıdakilere saygı duymuyor; her yerde başına buyrukluk ve sınırsız bir keyfilik hüküm sürüyordu. Ben, bütün bunlara son vererek, bir kanun ve düzen getirdim
Sayfa 79 - Selenge Yayınevi
Bir yalnızlaşma, yalıtılmışlık düzeni: Her koyun kendi bacağından asılır. Komşun senin ne kardeşindir ne de sevgilin. Komşun bir rakip, bir düşmandır, ortadan kaldırılacak bir engel ya da kullanılacak bir araç. Bu düzen, ne bedeni besleyebilir ne de ruhu. Birçok insan ekmek bulamadığı için açlık çekmeye mahkûmdur; kucaklaşma yoksunluğu yüzünden gönül açlığı çekenlerin sayısı ise daha kabarık.
Sayfa 89
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Oğuz Atay ne de güzel betimlemiş...
"Saydam bir ten. Kendine çeki düzen verse bu kadar güzel görünmez. Hareketleri o kadar ağır ki, insan sıcak bir yaz gününde güneşe bakarken duyduğu yorgunluğu yaşıyor onunla. Kısık bir ses. Kesik bir konuşma. Kirpikleri havayı süpürüyor: Uzun ve dağınık. "
Sayfa 321Kitabı okudu
Reklam
Ancak ansızın bir toplumsal devrim gerçekleştiği takdirde ilk kurulacak düzen özgür toplum değil (çünkü insanlık buna hazırlıklı olmayacaktır), özgür toplumu kurmak isteyenlerin diktatörlüğü olacaktır.
Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem, Boğazımda düğümleniyorsa lokma, Buluttan nem kapıyorsam, vara yoğa Alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli, Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa, Denize bile iştahsız bakıyorsam, Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen, Bu darağacı suratlı toplum! Oktay Rifat HOROZCU... 🌕🌕
352 syf.
9/10 puan verdi
Kısa bir Roma İmparatorluğu tarihçesi. Sıkılmadan okunabilir. Yazar doğu ve batı roma imparatorluğu olarak bölündükten sonra batı romanın çöküşüyle anlatımını bitirmiş. Oysa doğu Roma daha uzun yıllar varlığını sürdürmüştü. Yazar Roma İmparatorluğunu , genel kanının aksine Tamamen bir sömürü düzeni ve barbar olarak gördüğünü belirtmiş. Çöküşün temel sebebinin ise sömürü sisteminin kapsatıcı nitelikten çıkmasına bağlamış...Büyük yüz ölçümü kontrol edilmesi güç bir ekonomik ve sosyal düzen ister.Kapsayıcı düzene sahip olmayan toplumların zamanla nasıl yozlaşıp yok olduğu tarihte örnekleri ile doludur..Bir çok insanın tarihe bakışı burda ayrılıyor sanırım. Roma İmparatorluğunun son yüzyıllarında hristiyanlığın devlet dini olarak kabul edilmesi ve katoliklerin devlet içinde devlet gibi yapılaşması da cabası...
Roma
RomaNeil Faulkner · Yordam Kitap · 201574 okunma
Değiştirilmeyen bir düzen kötü bir düzendir. -Publius Syrus
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Dünya'da dayatma temelli düzen çöküyor. Kural temelli düzen çöküyor diyenlerde var. Dayatmanın tek bir kuralı var. Her sonuçta ben kazanacağım kuralı dışında kural tanımaz. Oysa kural herkesin hakkını koruyan hukuk sistemi temelli olmalıdır. Dayatmaya alışmış dayatıcılar ve bu düzeni yaşatmaya yemin etmiş dayatılanlar düzenin çökmemesi hatta sürdürülebilir olması için bütün dünyayı kana bulamaya kalkarak bunu silah zoruyla yapacağız demek istiyorlar. Dayatmaya boyun eğmeyenler ve eğmeyecek olanlar buna hayır diyor. Güç haklı olarak dayatmacı tutumu reddedenlere geçiyor. Bu doğumun sancısını biraz çekeceğiz. Uzun zamandan beridir gebeydi dünya ve insanlık bu doğumu yaşamaya. Alışkanlıklardan vazgeçmek biraz zor geldiği için haliyle dayatan ile yaşama devam edelim eğilimi de güçlü gösterilmeye çalışılıyor. İki arada bir derede kalanlar bir o yöne bir bu yöne bakarak şaşkına dönmüş durumdalar. Yönsüz olmak zordur. Mustafa Kemal Atatürk'ün yönünü terk eden yön bulamaz. Önder Karaçay
yaşadığımız güne ben kapıyı bağladım kapısı aralıklar bu düzenin içinde kapı geçer ki onlar sözümüz dışındadır el etek deyi onlar günü sağaltmadadır ey düzen içre olan muhabbetler sevinçler o gülüşler cilveler doyumsuz para basan tek erek var işte o han-ı yağma saatı ben kapıyı bağladım
Sayfa 65 - Ayyıldız Matbaası - Ankara - 1978, SOLUK
Statü ayrımları genellikle sınıf ayrılıklarından bağımsız olarak değişmektedir, çünkü sınıfların asıl yerinin ekonomik düzen içinde olmasına karşılık, statü gruplarının asıl yeri toplumsal düzen, yani onur dağılımının yer aldığı toplumsal alan içindedir (Weber, 1993; 189).
C. W. Mills'e göre (1964: 129), doğumu takip eden ilk yıl içinde sağ kalmak, sağlıklı olmak, hastalanınca kısa zamanda iyileşmek, suçlu çocuklardan olmamak, orta veya yükseköğrenim derecesini tamamlamak, güzel sanatlar görmek vb. birer yaşam şansıdır. Bunların dışında yerine göre beyaz bir ailede doğmak, özürlü olmamak, uzun boylu olmak ya da "dünyaya erkek olarak gelmek" gibi fiziksel özellikler de sayılabilir. Dolayısıyla kültürel sermayeye sahip olabilmek için de önce yaşam şanslarına ihtiyaç vardır. Sosyal statüsü yüksek bir ailede doğma şansına sahip olamamış bir çocuğun güçlü bir kültürel sermayeye sahip olması ihtimali çok düşüktür. Dolayısıyla insanlar neye inanırlarsa inansınlar, iktisadi bir düzen olarak sınıf yapısı, o yapı içindeki durumlarına göre, insanların hayat şanslarını etkilemektedir (Mills, 1964: 137). Mal varlığındaki farklılıklar hayat şanslarındaki farklılıkları doğurur; statü farklılıkları da bundan daha önemli olan hayat tarzlarındaki farklılıklara yol açarlar.
Özgürleşmeci bir düzen, bir mecburiyet kümesini bir diğeriyle ikame ederek kurulamaz.
Sayfa 159
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.