Andre Gide şöyle demişti: "Bir Tanrı'yla karşılaşacağımızı sanırız; oysa bir insan -hasta, yoksul, hiç durmadan acı çeken bir insandır dokunduğumuz." lşte E. H. Carr bize bunu anlatmış; Dostoyevski'nin hem hasta, yoksul yaşantısını, hem de inanılmaz dehasını.
Kişi bireysel bütünlüğüne yönelen tehditlere karşı, özellikle zihinsel düzeyde başarılı bir mücadele veremezse, başaçıkamadığı streslerin biriken ve yoğunlaşan etkileri sonucu davranış düzeyine yansıyan bazı belirtiler şunlardır: a) Önemli veya önemsiz, daha önceden kolaylıkla verilebilen kararları vermekte güçlük, b) Değersizlik, yetersizlik,
Remzi kitabeviKitabı okudu
Reklam
E. H. Carr
“İçinde hareket ettiği dünyaya ait olmaktan çıkmış, ona acı verenlerin anlayamayacağı bir dille konuşmaya başlamıştır.”
"Tarihçinin görevi, geçmişi sevmek ya da geçmişten kurtulmak değil, bugünü anlamanın anahtarı olarak onu öğrenip anlamaktır. " E. H. Carr
Sayfa 9 - DorukKitabı okudu
ister eylemde ister duyguda olsun, şiddetimizin merkezinde, kendimizi iradesi olan kişiler olarak gösterme isteği yatar. [Ancak] toplumumuzun karmaşıklığı, insanın cesaretinin kırılmasına yol açar. Birilerinin daima manşetten düşmediği bir dünyada, insanın yaptığı hiçbir şey artık gurur duyulacak bir beceri değil gibidir. Umudunu kesip, bir üniformanın çelişik duygular uyandıran kimliğini sunan özel bir orduya neşeyle katılan adamlar için bu akla yatkın bir tanımlamadır: Selamlama ve selamlanma hakkı. Jacob Bronowski, T h e F a ce o fV io le r ıc e
Sayfa 183 - Say yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiçbir göz kamaştırıcı açılıma, hiçbir büyük Söz'e inanmam ben. "Ot sararır, çiçek solar, ama Tanrı'nın Sözü sonsuzluğa değin kalır." Buna benzer şeylerle uyuşturduk kendimizi. Evet, ot sararır, ama sarardığı için de yağmurlardan sonra bütün yeşilliğiyle göğerir. Çiçek solar, ama tomurcuk bundan dolayı açar. Tanrı Sözü ise, insan ağzından çıktığı için, havada bir titreşimden başka bir şey olmadığı için, gitgide bayatlar, gitgide daha bir çekilmez olur, sağır bir kulağa dönüştüğümüz an da sararmış bir ottan çok daha kesinlikle sona erer. Yalnız ottur gençliğini kartal gibi yenileyen, hiçbir Söz değil.
Sayfa 100 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
E. H Carr
"Tarihi olguların oluşturduğu, tarihçinin yorumundan bağımsız ve nesnel bir sert çekirdeğin var olduğuna inanmak, pek de gerçekçi değildir.."
"Musevi yasaları putataparliga yol açar kaygısıyla imge yapımını yasaklamıştı."
Sayfa 127Kitabı okudu
KABUL EDENLER
ADANA: Cevdet Akçalı, Fazıl Güleç, M. Salahattin Kılıç, Melih Kemal Küçüktepepınar, Ali Cavit Oral, Emir H. Postacı, Kemal Satır, Ahmet Topaloğlu, Turgut Topaloğlu, Alpaslan Türkeş, Hüsamettin Uslu. ADIYAMAN: M. Zeki Adıyaman, Ali Avni Turanlı. AFYON KARAHİSAR: Hasan Dinçer, Hamdi Hamamcıoğlu, Ali İhsan Ulubahşi, Kazım Uysal. AMASYA: Yavuz
Sayfa 200 - Sayfa Yayınları
Reklam
E. H. Carr'ın dediği gibi yıllar geçtikçe Dostoyevski'nin gerçek değeri daha fazla ortaya çıkıyor. Çünkü Dostoyevski insanın iç dünyasını anlatmıştır. Dostoyevski'de doğa hiç yoktur, toplumsal olaylar ise yalnızca dekordur.
Sayfa 7 - SunuşKitabı okudu
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.