Acınası görünüyordu. Güçlü görünüyordu. Onu seviyordum ama ondan hoşlandığımdan emin değildim.
Sayfa 66 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
En küçük prenses, babasını etin tuzu sevdiği gibi sevdiği için mi kalmış? Yoksa babası ona krallığı bırakacağını temin ettiği için mi? Prenses ayırt etmekte zorlanıyormuş.
Sayfa 57 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zamanında birileri, romanların bir dizi şaşkınlık yaratması gerektiğini yazmış. Seninle bir saat geçirince o hisse kapılıyorum. Ayrıca, işte sana kurdeleye sarılı, yeşil bir diş fırçası. Sana karşı hislerimi anlatmakta yetersiz kalıyor.
Sayfa 42 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Çocuklarının ve torunlarının hâlâ yanında, her zamanki kadar güçlü ve neşeli olduğunu bilmesini istiyordu. Anneme göre bu önemliydi; bu merhametti; bu en iyisiydi. Sıkıntı yaratma, diyordu, insanlara neyi kaybettiklerini hatırlatma.
Sayfa 40 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Ben artık inanmıyorum," dedi Gat. "Hindistan yolculuğum, onca yoksulluk falan... Hiçbir tanrının buna izin vereceğini hayal edemiyorum. Eve döndükten sonra aynı durumu New York sokaklarında da fark etmeye başladım. Dünyanın en zengin uluslarından birinde insanlar hasta ve açlıktan kırılıyorlar. Yani... Artık o insanları gözeten birinin varlığına inanamıyorum. Bu, kimsenin beni de gözetmediği anlamına geliyor."
Sayfa 33 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Gat'in sevdiğim bir tarafı da bu; o kadar coşkulu, dünyayla o kadar inadına ilgili ki bahsettiği konulardan diğer insanların sıkılabileceğini hayal dahi edemiyor. Bunu ona açıkça söylediklerinde bile.
Sayfa 29 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Can I hold your hand?" he asked. I put mine in his. "The universe is seeming really huge right now," he told me. "I need something to hold on to." "I'm here."
I'll be fine, they tell me. I won't die. It'll just hurt a lot.
He was contemplation and enthusiasm. Ambition and strong coffee. I could have looked at him forever.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.