"Ve siz Yüzük Taşıyıcısı," dedi Frodo'ya dönerek. "En son size geldim ama düşüncelerimde en son sırada değilsiniz. Sizin için bunu hazırladım." Küçük kristal bir şişeyi havaya kaldırdı Galadriel; şişeyi hareket ettirdikçe şişe pırıldıyor, elinden beyaz ışınlar saçılıyordu. "Bu minik şişenin içinde," dedi, "Earendil'in yıldızının ışığı zaptedilip benim çeşmemin sularına sindirilmiştir. Etrafınız geceyle çevrili olduğunda daha da parlak yanar. Karanlık yerlerde, diğer bütün ışıklar söndüğünde, size ışık olsun bu. Galadriel ile Ayna'sını unutmayınız!" Frodo küçük şişeyi aldı ve bir an, şişe aralarında parlarken, onu yeniden bir kraliçe gibi gördü karşısında; ulu ve güzeldi, ama artık korkunç değildi. Eğilerek selam verdi ve ne diyeceğini bilemedi.
Ama o uzun bir öykü tabii ki; mutluluğu aşıp gidiyor ve eleme, hatta elemden de ötesine uzanıyor - Silmaril de yoluna devam ederek Earendil'e kadar geliyor. Acaba neden bunu daha Önce düşünemedim beyim! Bizde -yani sizde-de o ışığın birazcığı var, Hanım'ın size vermiş olduğu o yıldızcamda! Vay canına, düşününce, biz de hala aynı öykünün içindeyiz! Öykü devam ediyor. Büyük öyküler hiç bitmez mi acaba?"
Reklam
Aiya Earendil Elemon Ancalima! diye bağırdı
Fakat Orta Dünya'da başka kudretler vardır, gecenin güçleri; üstelik bunlar hem eskidir hem de güçlü. Ve karanlıkta yürüyen Shelob Elflerin bu sözleri haykırışlarını, zamanın derinliklerinde, çok eskilerde de duymuştu ve kulak asmamıştı; şimdi de bu haykırış onu yıldırmıyordu. Frodo daha konuşurken büyük bir kötülüğün kendisine doğru döndüğünü ve ölümcül bir bakışın kendisini tarttığını fark etti. Tünelde çok uzakta olmayan bir yerde, tökezlenip düştükleri açıklık ile aralarında gözlerin belirmeye başladığını fark etti; bir sürü minik gözden oluşan iki büyük küme, yaklaşmakta olan kötülük en sonunda açığa çıkmıştı. Yıldızcamı'nın ışınları bu gözlerin binlerce yüzeyinde kırılarak geriye yansıyordu ama bu pırıltıların gerisinde solgun, ölümcül bir ateş içeriden, durmadan kızarmaya, şeytani bir düşüncenin derin çukurunda bir alev tutuşmaya başlamıştı. Korkunç ve nefret verici gözlerdi bunlar, hayvani ama yine de bir amaçla ve iğrenç bir keyifle dolu, hiç kaçma umudu olmaksızın kapana kısmış avını şeytanca bir zevkle seyreden gözler. Dehşet içinde kalan Frodo ve Sam yavaş yavaş gerilemeye başladılar, kendi bakışları, o meşum gözlerin korkunç bakışı tarafından zapt ediliyordu; ama onlar geriledikçe gözler yaklaştı. Frodo'nun eli titredi, Şişecik yavaş yavaş indi. Sonra aniden, gözlere eğlence olsunlar diye, beyhude bir panikle biraz kaçsınlar diye onları bağlayan büyüden salı verdiler; dönüp birlikte kaçtılar; Mat daha koşarlarken Frodo arkasına baktı dehşetle, gözlerin hemen arkalarından seğirtmekte olduğunu gördü. Ölümün leş kokusu bir bulut gibi etrafındaydı.
Geri110
103 öğeden 101 ile 103 arasındakiler gösteriliyor.