Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
702- Soru: Hz. Ali, Fâtıma (r.a.) nin vefatından sonra başka kadınla evlenmiş midir? Cevap: Evet, evlenmiş bulunmaktadır. Hz. Ali'nin 18 erkek 18 de kız çocuğu olmuş, bunlardan üç tanesi (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile Zeyneb (r.a.e.) Hz. Fâtıma (r.a.)dan dünyaya gelmiştir. Geriye kalan 17 kız ila 16 erkek evlâdı diğer hanımlarından dünyaya
Sayfa 187Kitabı okudu
Allah resulünün anne ve babasının küfür üzere öldüğünün, cehennem ehli olduğunun ilk beyanını İmam Ebû Hanife'ye (ö. 150/767) ait el-Fıkhu'l-Ekber'in bir nüshasında yer alan "ve valida Resulillahi mâtâ ale'l-küfri" ifadesiyle görmekteyiz. Hanefi-Mâturîdî çizginin önemli âlimlerinden Aliyyü'l-Kari de (ö. 1014/1605) bu beyanı esas alarak aynı görüşü müdafaa etmiş ve bu konuda "Edilletü'l-mu'takadi Ebi Hanife fi Ebeveyi'r- Resul" isimli bir risale kaleme almıştır. Fakat Zahid el-Kevseri (ö. 1371/1952), İmam Ä'zam'ın görüşü olarak bilinen bu beyanın müstensih vasıtasıyla gerçekleşmiş bir yazım/okuma/ aktarım hatası olduğunu ve kendisinin el-Fıkhu'l-Ekber'e ait iki nüshada "mâtâ ale'l-fıtra" (fıtrat üzere öldüler) şeklinde bir kaydı gözleriyle gördüğünü aktarmaktadır.
Reklam
İmam Ebû Hanife (r.a.) şöyle der: “Ulemanın güzelliklerini anlatan hikâyeler bana fıkhın çoğundan daha sevimli gelir, çünkü bu hikâyeler bize âlimlerin edep ve ahlakını öğretir.” İmam Ebû Hanife şu ayet-i kerimeyi bu sözüne delil olarak göstermektedir: “İşte onlar, Allâh’ın hidâyet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy ve de ki: “Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece âlemlere bir öğüttür.” (En’am 90)
Sayfa 2
Ebû Hanife (r.a.)'ye bir mesele müşkil geldiği zaman ashabına: "Bunu çözemememin sebebi işlediğim bir günahtır" derdi. Ondan sonra istiğfar ederdi. Bazen de kalkıp namaz kılardı. Sonra mesele ona açılırdı. Sonra derdi ki: "Ümidim odur ki tövbem kabul olmuştur." Bu meseleyi Fudayl b. İyaz naklettikten sonra epeyce ağlamış sonra da şöyle demiştir: "Bunun sebebi Ebû Hanife (r.a.)'nin günahının az olmasıdır. Başkası olsaydı, bunun farkına varmazdı." Kerderi, Menakıb, 1/413.
İmâm-ı Âzam Hazretleri'nin fiziki yapısı
İbn Dükeyn şöyle demiştir: İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe(r.a) tatlı simalı, sakalı, görünüşü, elbisesi, ayakkabısı güzel, vakar sahibi, heybetli, güzel kokudan hoşlanan bir kimseydi. Evinden çıktığı zaman insanlar kendisini görmeden güzel kokusunu alırdı.
Sayfa 54 - Misvak Neşriyat
MÜMİNİN SİYASİ TUTUMU
Ahirzamanın Münafık Alimlerine bakarsanız Efendimiz (sav)'in güzide torunları bozguncu, anarşist, terörist... Ebu Hanife (aktif olmasa da) döneminin siyasî hareketlerine katıldı. Hayatı Emevi ve Abbâsi hâkimiyetinde geçti. Her iki dönemde de siyâsal iktidara karşıydı. Onun siyâsetini ehl-i beyt taraftarlığı belirliyordu. Derslerinde fırsat buldukça iktidarı tenkid etti. Her iki siyasal iktidar devrinde de kendisinden şüphelenilmiş, işkenceye uğramış, hapsedilmiştir. (İbnü'l-Esir, el-Kâmil fi't-Târih, V, 559). İmam, takvâsı, firâseti, ilmî dürüstlüğü ve görüşlerini iktidara karşı kullanması ile halkın büyük sevgisini kazandı. Hattâ o, Zeyd b. Ali'nin imamlığına zımnen bey'at etmişti. Hz. Ali'nin torunları, kendisi gibi birer birer isyan edip şehid edilirken İmam Zeyd için Ebû Hanife şöyle diyordu: "Zeyd'in bu çıkışı -Hişâm b. Abdülmelik'e isyanı- Rasûlullah'ın Bedir günündeki çıkışına benziyor." Hz. Ali (r.a.)'in torunlarından Muhammed en-Nefsü'z Zekiye ile kardeşi İbrahim'in Abbâsilere isyan etmeleri ve şehîd olmaları karşısında Ebû Hanife Irak'ta, İmam Mâlik Medine'de açıkça iktidarı telkin etmişler, bu yüzden ikisi de kırbaçlatılmış, işkence görmüş ve hapsedilmişlerdir. Ebû Hanife alenen halkı ehl-i beyt'e yardıma çağırdığı için hapsedildi ve her gün kırbaçlatıldı. Bunun sonucunda yetmiş yaşında şehidler gibi öldü. Zehirletildiği de rivâyet edilir. (en-Nemeri, el-İntika, 170)
Reklam
Ne tam safâ üzere bir hayat yaşadık, ne de Allah'ın razı olacağı sâlih amel işleyebildik. Bu da hüzün olarak bize yeter. İmam-ı Âzam Ebû Hanife (r.a)
NAMAZ:
Namazın aslı, huşu, hudû ve namazın bütün hareketlerinde kalbin hazır olmasıdır. Zira namazdan maksad, kalbi Allah Teâla'ya yöneltmek, tazim ve heybetle zikrini tazelemektir. Nitekim Allah Teâlâ buyurur ki: "Beni hatırlamak için namaz kıl" peygamberimiz (s.a.v.) de buyurur ki: "Nice insanlar vardır ki, namazdan nasibleri
_İslamı akıl ve hoşgörü dini sayanlar kuranı mutlaka okumalı. Şeriat yalnızca bir inanç işi değil, binlerce yıllık ilkelliklerin, cinayetlerin, terörün, işkencenin kaynağıdır. Kuran Allah sözüyse kölecilik, cariyelik, küfürler, kısas-kan davası niye? _Bir şeyin "insanlık dışı" olması, islamcının umurunda değildir. Elverir ki "islam
Allah bize yapabilme gücü vermiştir biz onu iyi veya kötü yönde kullanırız
Ebû Hanife (r.a.) şöyle dedi: Şüphesiz ki, kulun kendisiyle kötülüğü işlediği güç (istitâat), bizatihi kulun iyiliği işlemesi için de müsaittir. Kul, Allah'ın kendisinde meydana getirdiği, kötülükte değil, iyilikte kullanılmasını emrettiği istitâati sarf ve tevcihinden dolayı ceza görecektir.
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.