"İnsanlar daima bir şeye hasret kalacaktır."
Bir çift gözün bakışına yenik düşmeyle eskisi gibi olmayacak hayata sürüklenen, anne sevgisine, babasına , Gökçen kıza, çocuklarına hasret kalan "Hayat bir kaç hatıradır." Sözünü doğrularcasına hasret içinde birçok hatıra ile baş başa kalan Deli Kurt'un hikayesi.
Hasret içinde olan Deli kurt'u okurken aklıma 'Geri gelen mektup' şiirinden bir alıntı gelmişti.
"Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!"
Deli Kurt ebedi özleyişin bestesi olan aşkla, hasretle, savaşla harmanlanmış tarihi bir roman . Kitap Ankara savaşının kaybedilmesiyle başlayıp taht kavgası sonucunda doğacak çocuğun hayatıyla devam ediyor. Kitap heyecanınızı diri tutuyor okurken mest oluyorsunuz. Olayları çok iyi betimlemiş yazar. Macar savaşında kılıçların seslerini duyuyor, kan kokusunu hissediyor, pınar suyunun serinliğiyle kavalın sesinde mest oluyorsunuz.
Fantastik öğelerden, tarih, halk efsaneleri, olağanüstü ögeler derken bir kavuşma macerasında ilerliyor kitap. Gökçen kız, Evren, Satı kadın, güveniyle gönüllerde yer edinen Çakır Bey gibi bir çok karakter eşlik ediyor Deli Kurt'a. Nihal Atsız'ın kaleminde edebi bir şölen yaşıyorsunuz. Anlatımı akıcı ve duru. Ben okurken çok keyif aldım. Kitap tavsiye edeceğim zaman ilk sıralarda yerini alacak.
Kitapla kalın hoş kalın