Dinde zorlama yoktur meselesini bizim müslüman ebeveynler çok yanlış anladı. Evet elbette imanda zorlama yoktur. İmtihanın espirisi orada Allahı sevmek zorla olmaz. Bu tutumunun karşılığında başa gelecekler ayrı mesele ona değinmeyeceğim. Ama bizimkiler dinde zorlama olmamayı tebliğ yapmamak olarak algıladılar. Çocuğumu zorlayamam zorla olmaz.. eee peki gerektiği yaşta ona tebliğ ettin mi! Allah'ın emirlerini yerine getirme konusunda onu teşvik ettin mi! Nefsi onu esir almadan nefsini ilah edinmemesi gerektiğini ona öğrettin mi!
Aman canım daha çocuk, çocukluğunu(!) yaşasın mı dedin!
"Dinde zorlama yoktur", dinin zorlanmadan yaşanabileceği ve insan fıtratına en uygun yaşam biçimi olduğunu anlatır.
"Din kolaylıktır. Dini aşmak isteyen kimse, ona yenik düşer. O halde, orta yolu tutunuz. En iyiyi yapmaya çalışınız…”
(Buhârî, Îmân, 29. Nesâî, Îmân, 28)
...
Gavur gibi yaşamak çocukluk değil bunu da bir iliştirmek isterim buraya. Hürmetler.
Ökkeş serisi çok güzel bir seri, tam çocuk edebiyatına göre bir seri ama bir kusuru var. Ökkeş tam bir anadolu çocuğu, çocuğa özünün güzelliklerini hissettirmede üstüne yok. Ayrıca birçok çocuk artık elinde telefonlar, tabletlerle büyüyorlar. Ökkeş bunların çoğunu görememiş bir çocuk. Eğer ki çocuklar bu kitabı okurlarsa ne denli şanslı olduklarını da hissederler. Çünkü Ökkeş'in şaşkınlıkla ve sevinçle yaklaştığı çoğu şey günümüz çocuklarının farkında bile olmadığı şeyler. Televizyonlar, teknoloji, güzel kıyafetler, istedikleri zaman istedikleri şeyleri ayaklarının altına serebilecek ebeveynler... İşte bütün bunlar tabii ki çocukların hak ettikleri şeyler ama bu onların şımarmalarına neden olmamalı. İşte bu yüzden Ökkeş çok güzel, tam da istediğimizi alabileceğimiz ideal bir çocuk edebiyatı serisidir.
En başta bahsettiğim kusur, bu kitabı okuyanların da muhakkak fark ettiği şey olan Ökkeş'in anadolu ağzı ile konuşması. Bu kitabı ben 21 yaşımda okuduğumda tabii ki onun ağzından etkilenmem ama bu kitap bir yetişkin kitabı değil, çocuk kitabı. Çocuklara anadolu ağzından ziyade İstanbul Türkçesini öğretmeliyiz, onları standart dilimiz olan İstanbul ağzına alıştırmalıyız.
Bazı ebeveynler ince kitabı çocuklarına okumak için aldılar, bazıları da yaşları ne olursa olsun kendi içlerindeki çocuğu doyurmak için kitabı istediler.
Umut öylesine önemli bir inançtır ki, ebeveynler, çocukları en kötü davranışları yapsa dahi işlerin daha iyiye gitme umudunun olduğunu sözlerine mutlaka yansıtmalıdırlar.
İNSANLIĞIMI YİTİRİRKEN
Buna nasıl tahammül ediyorlar? Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar?
Japon klasikleri arasında yerin alan ve çok satanlar listesinde olan ve ülkemizde de oldukça popüler olan bu kitabın nihayet sonuna geldim. İncecik kitaplar beni bitiriyor