“Ölümünden az önce bir hikaye taslağı kaleme almıştı, şuydu konu: Annesi, ‘Salgı salamaz ol!’ diye beddua eder yavru örümceğe. Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider. — Hidâyet’in hayat hikayesi miydi bu?”
O mutlak varlıktır. Yetkinlik de, tamlık da, güzellik de yalnızca O’dur. Saltık değer, güç, bilim O’dur. O, ancak O’dur ve “O’ndan başka her şey yok olacaktır.”
Varlıkları, O’nun varlığına bağlıdır. O var olmasaydı, kendileri de var olamazdı. O sürekli olmasaydı, varlıklar da kalıcı olamazdı. O başlangıçsız olmasaydı, varlıklar da başlangıçsız (kadim) olamazlardı.
Bu nedenle, ister bölünmüş, parçalanmış olsun, ister olmasın, ruh, hep aynı ruhtu. Ruha ilişen çokluk, bulunduğu yerlerin çokluğundan başka bir şey değildi.