Ebr Farsça bir sözcük, bulut. Ebri bulutumsu. Ebru suyun üzerindeki bulutun mütevazı öyküsü. Ya da sevgilinin kaşındaki harikulade kavs. Buluttan yola çıkıp sevgilinin karşına varan bir yolculuk. Su üzerinde.
"Esir pazarına düşerse yolun
Girüb kapısından aklın yitirme
Temkin ü basiret üzere bulun
Bir nazar atfetsem ne olur, deme
Odalar içinde kız ile oğlan
Mürgi hoş şadalar mehcur-i vatan
Kayd-ı esarette nice dilberan
Benzerler ayniyle dürr-i yetime
Suret-i beşerde nice yüz melek
Acıdır her birin hikâyesi pek
Esaret muhakkak
Aşk (sevgi): ilahi aşk, kulun Allaha olan sevgisi. . .. Aşık (seven): Allaha erişmek isteyen. Maşuk (sevilen): Allah.
Hüsn (güzellik): Allahın cemal ve kemal sıfatları ile dolu olan herşey.
Kemal (olgunluk): Tam bir coşku hali. Şive (işve): ilahi cezbe. Vefa (bağlılık): Allahın yardımı. Cefa (eziyet): Allah yolundaki kişinin kalbinin karalığı.