Bediüzzaman said Nursi mektubat kitabında hilâfet hakkında:
"İslâm'da net bir yönetim biçimi yotur. İslâm'ın üç ana delili ve üç ana kaynağı olan Kur'an, Sünnet ve icma açısından bakıldığında, yönetim şekli hakkında sadece bazı esaslar tavsiye edilmiştir. Bu esaslar ise şûra, meşveret, hesap verebilirlik gibi değerlerdir. Bunun dışında 'yönetim şu şekilde olsun' diye net bir
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Sahabe Hatıraları
Sahabe Hatıraları kitabımızda 37 yıldızımız bizlere tanıtılıyor. Her bir sahabe efendimiz üç sayfada özet halinde, okuyucuyu sıkmadan anlatılmaya çalışılmış. Dolasıyla elimize aldığımızda çok kısa sürede bitirebileceğimiz bir kitap. İlk önce, Allah’ın Dostunun Dostu Ebu Bekir Es-Sıddık radıyallahu anh efendimiz ile sahabe hatıralarına adım atıyoruz. Hayatıyla ilgili önemli noktaları tekrar hatırladıkça kendimize gelmeye başlıyoruz. Çünkü İslam’ın en zor döneminde malını İslam yoluna harcayan, bedenen bir sürü işkenceye katlanan, her daim mütevazı ve mutedil olan, her zerresine kadar İslam olan ve İslam’ı tavizsiz yaşamaya çalışan bu mübarek sahabe efendimiz bizleri bir nebze olsun kendimize getiriyor. Daha sonra Hz. Ömer efendimizin hayatı bizleri karşılıyor. Duraksıyoruz önce. Daha sonra ümit var oluyoruz. Hz. Ömer’in cahiliye dönemindeki yaşantısını düşünüyoruz. İslam ile şereflendikten sonraki hayatını okuyunca da iki elimizin arasına başımızı alıp düşüncelere dalıyoruz. Çünkü bizler İslam’ı, Müslümanlığı meccanen bulduk. Gözlerimizi açtık İslam ile karşılaştık. Nimetin kadrini bilmeliyiz. Şükrünü eda etmeliyiz. Geçmişte yaptığımız hizmetleri tekrarlayıp durmak yerine hizmetlerimizi arttırarak devam ettirmeliyiz. İlerleyen sayfalarda Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hatice annemiz, Hz. Fatıma annemiz ve onlarca mübarek sahabe efendimiz bizleri bekliyor. Unutmayalım ki bizler sahabe olamayız ama sahabe efendilerimizin yaptıklarını yapabiliriz.
Sahabe Hatıraları
Sahabe HatıralarıElif Erdem · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2018392 okunma
Reklam
Ebu Bekir Es-Sıddık radiyallahu anh dedi ki: "Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellemin yaptığı hiçbir amel bırakmadım ki illa hepsi ile amel ettim. Ben Onun emrinden bir şeyi terk ettiğim zaman sapmaktan korkarım." İbnu Batta El-Ukberî rahimehullah bu söze şöyle talikte bulunur: "Ey Kardeşlerim! İşte bu büyük sıddık Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in emirlerinden bir şeye muhalefet edecek olsa kendi nefsi için sapmaktan korkuyor. Peki kendisinde ahalsinin Nebileri, Nebilerinin emirleri ile alay ettiği, Ona muhalefet ile övündükleri ve sünnetiyle alay ettiği bir zaman ne söylenmelidir?" .............................. El-İbanetu'l Kubra 1/246
Üçüncü (Sıddîkiyye) Silsile
1. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed b. Abdullah (sallallahu aleyhi vesellem) 2. Hz. Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahu anh) 3. Hz. Selmân-ı Fârisi (radıyallahu anh) 4. Şeyh Kasım b. Muhammed b. Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahu anhüm) 5. Hz. Cafer es-Sadık (kuddise sırruhû) 6. Şeyh Bayezid-i Bistâmi (kuddise sırruhû) 7. Şeyh Ebü'l-Hasan
Ünvan ve lakap kullanmak!..
~•~ Hz. Ebu Bekir (radıyallahu an)'e "es-Sıddık", Hz. Ömer (radıyallahu an)'e "el-Faruk”, Hz. Osman (radıyallahu anh)'a Zin-Nureyn, Hz. Ali (radıyallahu anh)'ye "Ebu Turab", Hz. Hamza (radıyallahu anh)'ya "Esedullah" gibi lakaplar verilmiştir. Bunlar ve benzeri lakaplar ile anılmakta bir sakınca yoktur. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz: "Mü'minin, mü'min kardeşı üzerindeki haklarından biri de onu hoşuna giden isim veya lakabı ile çağırmasıdır" buyurmuşlardır. Bu gibi güzel davranışlar kardeşler, dostlar arasında sevgi ve ülfetin artmasına vesile olur. ~•~
Sayfa 78 - Buhârî, “Edebü'l Müfred, s. 285.Kitabı okudu
Bilal b. Rabah el-Habeşi Radıyallahu anh
Müezzin Bilal. Annesinin adı Hamame’dir. Ebu Bekir es-Sıddık radıyallahu anh ona tevhidden dolayı azap ettikleri zaman müşriklerden satın almış ve azat etmiştir. Resûlullah’ın yanından ayrılmamış ve ona ezan okumuştur. Onunla beraber bütün savaşlara katılmıştır. Resûlullah onunla Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ara- sında kardeşlik kurmuştur. Bilal radıyallahu anh Resûlullah’dan sonra Şam’da vefât edinceye kadar cihada çıkmıştır. Menkıbeleri çok ve meşhurdur. İbn İshak dedi ki: “Cumahoğullarından birinden doğmuştur. Annesinin ismi Hamame idi. Ümeyye b. Halef öğlenin kızgın sıcağında Bilal’i çıkarır, Mekke’de Batha’ya atar, göğsüne büyük bir kaya konulmasını emreder ve şöyle derdi: “Ya bu şekilde ölünceye kadar kalmaya devam eder ya da Muhammed’i inkâr eder” o da bu sırada: “Ehad, Ehad” derdi. Ebu Bekir radıyallahu anh ona uğradı ve siyah derili bir kölesi karşılığında satın aldı.”
Reklam
Ebu Bekir es-Sıddık Radıyallahu Anh
Ebu Davud, el-Zühd adlı eserinde sahih isnad ile Urve radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Ebu Bekir Müslüman olduğunda kırk bin dirhemi vardı. Aişe bana dedi ki: “Ebu Bekir öldüğünde geride ne bir dinar ne de bir dirhem bıraktı.” Yakub b. Süfyan Tarih’inde Urve’den naklediyor: “Ebu Bekir Müslüman olduğunda kırk bin dinarı vardı. Bunu Allah yolunda infak etti. Allah’a iman ettiği için eziyet gören yedi kişiyi azat etti. Bunlar: Bilal, Amir b. Fuheyre, Zinnire, en-Nehdiyye ve kızı, Benî Müemmel’den bir cariye ve Ümmü Ubeys’tir.” Mus’ab ez-Zübeyrî, Usame b. Zeyd b. Eslem yoluyla Eslem’den rivayet ediyor: “Ebu Bekir ticaret ile meşhurdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in bi’setinde kırk bin dinarı vardı. Bunu köle azat etmede ve Müslümanlara yardım yolunda harcadı. Medine’ye geldiğinde beş bin dinarı kalmıştı. Bunu da aynı şekilde harcadı.”
Ebu Bekir es-Sıddık Radıyallahu Anh
Bi’setten önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in arkadaşı idi ve ona ilk iman eden de o oldu. Mekke’de ikâmeti boyunca onunla beraber kaldı, hicretinde ve mağarada ona refakat etti. Ölünceye kadar bütün savaşlara beraber katıldı. Tebük gününde sancak onda idi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hayatta iken 9. yılda hac yaptı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra da halifesi oldu. Müslümanlar ona “Resûlullah’ın halifesi” lâkabını verdiler.
Allah’ın sapasağlam ipi
Ebu Bekir es-Sıddık radıyallahu anh diyor ki: “ Sünnet, Allah’ın sapasağlam ipidir. Onu terkeden bir kimse, kendisiyle Allah arasındaki ipi koparmış olur”
Ebu Bekir es-Siddik radıyallahu anh, akrabalığından dolayı Mistah'a yardım ederdi. Allah'a yemin ederim ki ona, Aişe'ye bunları dedikten sonra hiçbir şey vermeyeceğim, dedi. Allah teala bunun üzerine de: "Içinizden fazileti ve mali imkanı olanlar akrabalara bir şey ver- memeğe yemin etmesinler... Allah'ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir" (Nur: 11-22) ayetlerini indirdi. Ebu Bekir es-Siddik da: Ben Allah'ın beni bağışlamasını isterim, dedi ve Mistah'a eski yardımına devam etti. Ondan yardımımı hiçbir zaman kesmem, dedi.
Sayfa 371
Reklam
Huruf-u Mukattaa Harflerin Anlamları
Alimler bunlar ve diger surelerin başlarındaki huruf-u mukattaa üzerinde ihtilaf etmiş ve altı görüş beyan etmişlerdir: Birincisi: Bunlar müteşabihattandır, manalarını Allah'tan başkası bilmez. Ebu Bekir es- Sıddık radıyallahu anh: Allah Teala'nın her kitapta bir sırrı vardır, Kur'andaki sırrı da surelerin başlarındaki harflerdir,
Enes anlatıyor: "Ömer bin Hattab'ın (radiyallahu anh) yanındaydık. Gömleğinde dört yama vardı. "Meyveler ve otlaklar..." (Abese 80/31.) âyetini okudu. Ardından âyette geçen Arapça kelimeyi sordu: "Ebben nedir?" Sonra: "Bu, sorumlu olmadığımız bir şeye kendimizi zorlamak ve yükümlü tutmaktır. Onu bilmesen ne olur?" dedi. Bunun benzeri, Ebu Bekir es-Sıddık'tan da rivayet edilmiştir. Bu rivayet, Ömer'in (radiyallahu anh) sadece 'Ebben' kelimesinin anlamını bilmek istediğini ortaya koyar. Kelimenin, toprakta biten bir şey olduğu açıktır. Nitekim Allah şöyle buyurur: "...bağlar, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar bitirdik."
Sayfa 11 - CILT 1. Önsöz.Kitabı okuyor
Resim