Hanefi Mezhebi'nin imamı Ebu Hanife,kendisine Bağdat kâdılığını öneren Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur'un teklifini,o işe ehil olmadığı için reddetmiş,kendisine "yalan söylüyorsun" diyen halifeye,"yalan söylüyorsam, yalancı birisi zaten kâdı olamaz,doğru söylüyorsam bu işe ehil olmadığımı ifade ediyorum" diyerek hapse atılmayı göze almıştır.Ebu Hanife'nin yaptığı, görev ve sorumluluktan kaçmak değil, uygun olmayan şart ve ortamda böyle ağır bir görevin vebalini üstlenmekten kaçınmaktır.
“İbn Hacer el-Heytemî, “Hanife”nin Irak’ta bir tür “divit” manasına geldiği ve Ebu Hanife’nin yanında devam divit taşımasından dolayı bu şekilde alındığına dair bir rivayet nakletmektedir.”
“Geçimini ticaretle sağlayan Ebu Hanife abid, zahid, cömert bir kişiliğe sahipti; her yıl kazancıyla çevresindeki ilim adamlarının ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılardı.”
İmam Ebû Hanîfe, görüş ve düşünceleriyle İslam kültür ve medeniyetinin teşekkülünde en etkili şahsiyetlerden biri olmuş, İslam tarihi boyunca dini ve günlük hayatlarının düzenlenmesinde Müslümanların önemli bir kesimine kılavuzluk yapmıştır. Bugün de dünya Müslüman nüfusunun büyük bir kısmı onun mezhebine mensuptur. Dolayısıyla gerek Ebu Hanife ile onun yetişmesinde rol oynayan hocaları, görüşlerinin sonraki kuşaklara aktarılması ve yayılmasına vasıta olan talebeleri ve eserleri, gerekse kurduğu mezhep ve mezhebin fıkıh birikimini yansıtan literatürü hakkında bilgi sahibi olmak,sadece onun bağlıları için değil bütün Müslümanlar için bir ihtiyaçtır.
Asıl adı Numan bin Sabittir; Sabit'in oğlu Numan. Dedesinin adı Zütâ. İmam-ı âzâm denir. Hanefî Mezhebinin kurucusudur. Türklerin dahil olduğu en büyük İslâm Mezhebidir Hanefî Mezhebi. Kûfede 699 yılında doğmuş, Bağdatda 767 yılında ölmüştür. Ailesinin Kûfeye Enbar, Nesa veya Tirmizden geldiği söylenir; Türk veya İranlı olduğuna dair söylentiler vardır, kesinlikle Arap değildir, dedesi tutsak alınmış bir köle iken azâd edilmiştir. Kûfede yetişti ve büyüdü.
“Bazı ülkelerde Hanefî mezhebi için “Türklerin Mezhebi” denmesi bir gelenek olmuştur. Dünyadaki bütün Müslümanların yaklaşık üçte ikisi Hanefî mezhebindendir.
Her zaman haklı gördüğü fikrin savunucusu olan Ebu Hanife, Emevilere karşı Abbasileri, onlara karşı da Hz. Ali evladını desteklerken hep bu tavrını korudu.
Sayfa 15 - Diyanet İşleri Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
Kitap 3 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Ebu Hanife'nin hayatı, şahsiyeti ve eserleri; ikinci bölüm hocaları ve talebeleri hakkında ; üçüncü bölüm ise hanefi mezhebinin ortaya çıkışı ve yayılması hakkındadır. Kitabın dili bazı yerlerde ağırlaşmıştır. İlk bölüm daha kolay okunabiliyorken son bölümde mezhep literatüründen bahsedilen kısımdaki dil belli bir bilgi birikimini gerektiriyor.
Hanefi mezhebi ve Ebu Hanife'nin hayatı ile ilgili temel bilgiler edinmek açısından tercih edilebilinir. Zaman zaman açıp bilgilerimi tazelediğim güzel bir temel kitap.
Müslümanlar ne zamandan beri kutsal kitapları Kur'an'a inat akıllarını kullanmaktan vazgeçmişlerdir?
İslam tarihinde; Eş'ari (873-936) ve onun takipçisi Gazali (1058-1111) döneminden beri İslam alemi, "akıl ve ilim"den uzaklaşmış ve yüzyıllarca medeniyet karşısında büyülenmiş gibi hareketsiz, öylece beklemiştir. Bu sırada İslam