Zamanımızda din bilgisi bilimsellikten çıkarılmış, yerini birçok
uydurma hurafe ve İslam’da olmayan bilgilerle doldurulmuş, İslam’ın
insanlara sunduğu ilim kısıtlanıp kaybolmuştur.
Ortaçağın Hrıstiyan din adamlarının bilimin önüne din adına
engel koymalarıyla başlayan engizisyon, bu gün İslam adına
kendilerini İslam alimi sanan kişiler
Hz. Muhammed, çok sevdiği yakınlarına lakaplar takmayı adet edinmiştir. Mesela Hz. Ali’ye taktığı lakap: Ebu Türab (Toprak Babası)’dır. Bu lakabı takışının da bir hikâyesi vardır ama sözümüzü uzatmamak için ona girmeyelim.
Ebu Hureyre, bir gün Arap giysisinin geniş yeni içine bir şey koyarak Hz. Muhammed’in yanına gelir. Yeninde ne olduğunu sorar Hz. Muhammed. Oradaki yavru kediyi çıkarır Sahabe. Ve bunun üzerine Hz. Muhammed, “Ya Ebu Hureyre (Ey Kedicik Babası)” diye seslenir ona. Adı da böyle kalır.
Sevgili Hacı Halifemiz-Evliya Çelebi, Ebu Hureyre’nin pek çok kedisi olduğunu söyler…
Gelelim Hıristiyan Ortaçağına:
“Papa Üçüncü İnnocent’in (1160-1216) Müşavirlerinden Saint-Dominique şeytanı siyah kedi şeklinde temsil etmiş ve kediyi uğursuzluk ve musibet sembolü saymıştır. O tarihten itibaren bu batıl itikat bütün dünyaya yayılmış ve memleketimize kadar gelmiştir. Bizde siyah kedi insanların arasındaki dostluğu bozan bir mahlûk gibi sayılmış ve iki kişinin arası bozulduğu zaman aranızdan kara kedi mi geçti, sualine maruz kalırlar.” (Değişik Milletler Tarihlerinde Kedi, Ord. Prof. Samuel AYSOY, Veteriner Fakültesi İç Hastalıklar Kürsüsü ve Kliniği Profesörü)
Demek ki bitki ve hayvan düşmanı olan, hayvanlara saldıran ve bu nedenle bize karşı dava yaratan Morgül familyası Kur’an’ın, Hz. Muhammed’in ve Sahabelerinin yolundan gitmiyor. Onun takipçisi değil. 13’üncü Yüzyıl Vatikanı’nın yolunu izliyor.
Ebu Hureyre ( r.a.) şöyle dedi:
Rasulullah ( sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“ Her kim günde yüz kere ” Subhânallahi ve bi-hamdihi “ ( Allah'a hamd eder ,O'nu her türlü noksanlıktan tenzih ederim ) derse , o kimsenin günahları deniz köpüğü kadar da olsa bu kendisinden bağışlanır ” buyurdu