"Eğer onu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bir bozgunluk olur." "Hak dini bütün dinlerin üstüne çıkarmak için O, Peygamberini hidâyet ve hak din üzerine gönderendir. Müşrikler istemeseler de!.." Bütün bu açıklamalardan anlaşılıyor ki; bu topluluk (Hizbullah-Müslüman) mutlaka hâkimiyeti eline alacak, idarî merkezlere hâkim olacaktır. Zira bozuk düzenler, yer yüzünde kurdukları fesat, zulüm ve dikta sistemleriyle yaşayabilirler. O halde vatan ve milletin yararına olan bir nizam, ancak bu zalim putçu düzenleri yıkarak işe başlar. Ve idareyi Allah'a, öteye inanan, yeryüzünde şan, şeref, rütbe, bozukluk istemeyen kişilerin eline teslim eder.
Sayfa 261 - MuvdudiKitabı okuyor
İlk günden beri, onun (Hizbullah)ın omuzuna yüklenilen vazife: Yeryüzündeki fesat ve kötülüğün menbaini kurutup, zulmü, haksızlığı, sömürücülüğü kökünden yıkmak ve kendi kendilerini Allah'tan ayrı olarak ilâh yerine koyup, yeryüzünde haksız yere böbürlenen yalancı tanrıların burnunu indirmek, onların ulûhiyyet pozlarını kökünden devirmektir. Ve bütün bunların yerine de, hakkâniyet prensiplerine dayanan, gölgesinde siyah-beyaz, fakir-zengin her- kesin eşit olduğu bir nizamı getirmektir. Kur'ân şöyle der: "Fitne kalmayıncaya ve din de tamamen Allah için oluncaya kadar döğüşün!.."
Sayfa 261 - MevdudiKitabı okuyor
Reklam
Eğer bu topluluk (Hizbullah), hâkim olan zalim sistem leri devirip yerine hak ve adalete dayanan, İslâm nizamını getirmek için vargücüyle çalışmaz, bu yolda hakkıyla cihad etmezse gayesini kaybeder. Varlığında esas olan hedefi yitirir. İslâm toplumu (hizbullah), yalnız bu gayeyi gerçekleştir mek ve bu hedefe ulaşmak için var olmuştur. Hedef hak ve adalet nizamı!.. Allah'ın hâkimiyeti ideali?.. Müslüman bu yolda cihad etmekten başka gayesi ve ideali yoktur. Bu biricik ideali Allah, Kitabında şöyle açıklıyor: "Siz insanlar içinden türeyen ümmetlerin en hayırlısısınız iyiyi emreder, kötüden sakındırır ve Allah'a iman edersiniz.'' Hiç kimse Kur'ân'ın diliyle (Hizbullah) denilen bu topluluğu mücerred olarak mabedlerde vâzedip hutbe okuyan, çeşitli makalelerle milletleri kendi mezheplerine çekmek isteyen misyonerler topluluğuna benzetmesin!.. Hayır hayır! Asla böyle değil. Bu topluluk yalnız ve yalnız hak ve adalet sancağını elinde tutup insanlara şâhid olmak için, Allah tarafından gönderilmiş bir topluluktur.
Sayfa 260 - MevdudiKitabı okuyor
Zekât, İslam toplumunda hiç kimsenin temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmadığı sosyal sigorta ve yoksula yardım sistemi olmaktadır.
Ahmak
Avrupa kanunlarının uygarlık çağı olarak bilinen 19. Asırda yüzlerce ve binlerce Avrupalı bilginin ve ilim adamının 100 yıllık araştırma, deneyim ve hukuksal birikimin sonunda ulaştığı neticelere İslam hukuku 14. asır önce Arap çölün- de ortaya çıkan okuması ve yazması dahi olmayan bir Arap tarafından hiç bir yardım ve istişareye gerek duymadan
Sayfa 191Kitabı okudu
Nesiller ve asırlar boyunca bazı hadiseler gözümüz önüne serilmektedir ki, o hadiseyi yaşayanlar yaşadıkları çağlarda onun hikmetini kavrayamıyorlardı. Belki de onlar niçin böyle olduğunu soruyorlardı. "Yarabbi niçin oluyor bunlar?" diyorlardı. Aslında bu sualler mü'minin kaçınması gereken cehaletin ifadesidir. Çünkü mü'min başlangıç ta bilir ki, her hadisenin gerisinde bir hikmet vardır. Mü'minin zihninde sahalar geniştir. Zaman ve mekan içerisindeki mesafeler uzaktır. Ve onun sahip olduğu değer ve ölçüler başlangıçta böyle bir sual irad etmeyi ve düşünmeyi önler... Ve mü'min kaderin devresine kapılarak selamet ve huzur içerisinde yolundan yürür ve ilerler. Gerçekten de Kur'ân emaneti taşımak için bazı gönülleyeniden insa ediyordu. Tabiî olarak
Sayfa 229 - Seyyid KutupKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.