Kur’ân-ı Kerı̂m’in inkâr edilmez evrensel bir ilke olarak ortaya koyduğu gibi, bir toplumun çöküşü ancak lüks içinde yaşayan, müreffeh, zengin, mutlu ve yüksek tabakaların dinı̂, sosyal ve ahlâkı̂ bozukluğundan ileri gelir.
Müslümanlar ne zaman birleşir o zaman zulüm biter!
Müslümanların mezhepçilik tarafından uğrayabilecekleri zararı tahmin edemezsiniz. Görünüşte Müslümanlar tek bir ümmettirler. Sadece Hindistan'da milyonlarca Müslüman yaşıyor. Böylesine büyük bir topluluk gerçekten birleşip Allah'ın yol göstericiliğini herşeyin üstüne çıkarmak için beraber çalışmış olsa, bu dünyada kim karşılarına geçmeye cesaret edebilir? Fakat mezhepçilik ümmeti yüzlerce cemaate böldü ve gönülleri birbirinden ayırdı. En kötü zamanlarda bile Müslümanlar bir araya gelemiyorlar. Bir topluluk içinde olan bir Müslüman diğer bir topluluk içinde olan bir Müslümana karşı bir Hıristiyan ya da Museviye davrandığından daha önyargılı davranıyor. Bazen birbirlerini aşağılarken inançsızlık sınırlarına dayanıyorlar. Müslümanları başkalarının hizmetinde görmek sizi şaşırtmasın. Hak ettikleri budur. Allah'ın daha önce onlara söylediği ceza inmiştir: (O) sizi bölümlere ayıracak ve birinizin şiddetini diğerine tattıracaktır. (En'am, 6/65). Anlaşmazlık, birbirimizin kanını akıtmak, zorbalık ve baskıyla boyun eğdirmek, bütün bu cezalar bugün dün- yanın her yerinde Müslümanları yokluyor. Mezhep kavgalarının çok yaygın olduğu Pencap'ta bütün bu cezalar çok açık bir şekilde görülmektedir. Sonuç olarak sayıca çokluğunuza rağmen güçsüzsünüz. Durumunuzu iyileştirmek istiyorsanız, aranızdaki mezhep engellerini yıkıp kardeşçe yaşayın ve tek bir ümmet olun. Şafii, Hanefi, Ehli Hadis, Deobendi, Barelvi diye bölmenin hiç bir dayanağı yoktur. Bu bölünmüş topluluklar cahilliğin bir ürünüdür. Allah bizi tek bir ümmet olarak yarattı: Müslüman ümmeti.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Bugün müslüman ülkelerde müezzinin beş vakit tekrarladığı “Eşhedü en-lâ ilahe illallah” sözleri bir kulaktan girip başka bir kulaktan çıkıyor ve kimse en ufak bir canlılık göstermiyor. Zira, ne bu sözleri söyleyen söylediklerini biliyor, ne de bunları dinleyenler bunların gerçek anlamını anlayabiliyorlar.
Zira Allah’a iman ve itikat söz konusu olunca diğer her türlü düşünce, ard niyet ve münasebetler ikinci dereceye düşer.
Ölüm vazgeçilmez bir hakikattir. Ölümden korkmamalıdır. Dünyaya gelen bir kişi, bir gün mutlaka ölecektir.
Vatan, millet ve memleket sevgisi, Allah’a itaat ve ibadetle çatıştığı ân mü’min kararını bunlardan ikincisi lehine vermelidir.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.