Ebü'd-Derda (r.a.) bir gün büyük bir günah işlemiş bir adamın yanına uğradı. Oradakiler adama sövüp sayıyorlardı.
Ebü'd-Derda bu güruha sordu:
- Bu adam bir kuyuya düşseydi kendisini çıkarmaya çalışmaz mıydınız?
- Çalışırdık.
- Öyleyse kardeşinize sövmeyiniz de sizleri onun durumuna düşmekten koruyan Allah'a hamdediniz!
- Sen ona buğzetmiyor musun?
- Ben ona değil onun yaptığı işe buğzediyorum! O işi bıraktığında benim kardeşimdir!
ما أخاف على نفسي أن يقال لي ما علمت ولكن أخاف أن يقال لي ماذا عملت
Bana (kıyamette); "Ne öğrendin?" denilmesinden endişe edip korkmuyorum, fakat bana; "Ne işledin?" denilmesinden endişe ediyorum.
"Kıyamet gününde mümin kulun terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allahu Teala çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder."
Ebü'd-Derdâ (r.a.)
Resûlullah buyurur ki: "Kıyamet gününde ilmiyle amel etmeyen âlimlerin azabından daha büyük azab yoktur."
Ebu'd-Derda (r.a) der ki: «Bilmeyenlere bir defa yazıklar olsun. Bilip de yapmayanlara yetmiş defa yazıklar olsun.»
Ebü'd-Derdâ (r.a), Allah Resûlü'nün şöyle buyurduğu nakletmiştir:
" Her kim, kardeşinin arkasından onun haysiyet ve şerefini korursa, kıyamet günü onun haysiyetini korumayı Allah üzerine almıştır."