"..Ne yaparsan yap. Ne kadar çabalarsan çabala.
İnsan, iç'inde / özünde arınmadığı sürece hem kendisine hem de çevresine veba.
Önce arınmak gerekirmiş.
Yoksa hem kendi içindeki hem de çevresindeki cenneti cehenneme çevirebilir insan".
Acı soluklar / Ecem Yıldız
Dilimin ucundaydın hep, söyleyemedim. Daldığım hayallerde, sızlayan yüreğimdeydin… Sen yeni yeni öğrenirken onu sevmeyi, ben seni sevmekten vazgeçmediğim için ölümün gölgesini…
Öncelikle kitabın konusundan kısacık bahsedicem. Nazlı adında bir karakterimiz var ve bu kararkater kitap boyunca kendini arıyor. Onu bazı şeylere mecbur bırakan anne-babası, onu anlamayan arkadaşları ve onu seven Ezel. Aslında roman bu saydıklarım arasında dönüp dolaşıyor.
Şimdi bazı incelemeleri okuduğumda yazım dilinden çok yakınılmış ama
Konusu:
İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan Nazlı ve Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Ancak bu ödev zamanla Nazlı’nın kendi hayatıyla hesaplaşma işine dönüşür. Geçmişini unutarak kendine yeni bir kimlik belirleyen Nazlı, her attığı adımda karanlık düşlerine biraz daha gömülür. Bu yolda ona ne en yakın arkadaşı
"Tabloyu resmet. O fotoğrafta hiçbir zaman sen ve ben yan yana olamayız. Sen Ecem'in yanında duracaksın, o isteyene kadar. Uğur da benim için güzel bir manzara."
Yazar kendince notlar yazmış ve hepsini bir kitapta toplamış. Çoğu hayata dair olan samimi düşüncelerinden oluşuyor. Bana tek dokunan kısım Ahmet Batman'ın kitabından alıntı yapması oldu. Kendi yazdığı kitap alıntısını yaptığından çok daha üst bir seviyede. Kabak gibi belli ediyor kendini dolayısıyla.. Onun dışında çerezlik, hoş bir kitaptı.
Lokal AnesteziEcem Hotoğlu · Karahan Kitabevi · 20163 okunma