Vaktile ata, arabaya binip Merdivenköyüne giderdim... Bektaşi tekkesi ne mi? Hayır. Fikir, tören ve adetlerini bırakalım, hele bir şeyhe kul köle olmağı geçelim... Tekke kokusu hoşuma gitmezdi. Zira tekkelerin kendine has bir kokusu vardır: biraz posteki, azıcık aba, nemli hasır, kurban eti, mum ve kapalı kaba kokusu... Bunlardan başka bir koku daha duyardım: Dervişlerin kafa taşları içinden sızdığını hüküm ettiğim acayip bir insan beyni kokusu!