Ece

Ne bileyim Füsun. Şimdi aramıza duvar örsen, Yine kalkıp senin sevdiğin renge boyarım.
Reklam
Fakat fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar, havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir, aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için, umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir. Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.
“Bana bir işaret göndereceğine söz ver,” diye yalvardım, kocaman, tuhaf eline uzanırken. Elini çekti. “Hâlâ burada olduğuna, diğer tarafta hayat olduğuna dair büyük bir işaret gönder, en az birkaç kez yap bunu. Olur mu? Bana bir şekilde ulaşacağına söz ver. Hiç beklemediğim bir işaret gönder bana. Beni izlediğini anlamamı sağlayacak bir şey. Dikkat çeken bir şey. Tamam mı? Lütfen? Söz veriyor musun?”
Sayfa 114Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendi askerlerinizin kanı da dökülünce, ülkenizin savaş hakkında ne düşündüğünü anlarsınız.
“Sen böyle olduğuna hiç utanmıyor musun?” “Dünyayı ancak sevgi kurtarır. Sevmekten neden utanacakmışım?”
Reklam
Sevgi, sevdiğimiz insanın iyiliğini değil mutluluğunu istemektir. Kimsenin kimseye iyilik tayin etmeye, o ya da bu şekilde davranırsa onun bu kişinin iyiliği için olacağına dair kendi fikrini dayatmaya hakkı yoktur.
Sayfa 201Kitabı okudu
Din korkunun yaratımıydı. Bilgi korkuyu yok eder. Korku olmadan din hayatta kalamaz.
Bazılarının yanında sessizdi. Bazılarının yanında ise gürültücü. Aptallarlayken aptal olmaktan memnundu. Hayran olduğu kişilerleyken zekice konuşabildiği zaman mutlu oluyordu. "Neden tüm insanlara karşı tüm şeyler oluyorum, Gerard? Kim olduğumdan emin değilim. Bu insanlardan hangisiyim ben, Gerard? Benim neyim var?" “Belki de insanları memnun etme konusunda fazla isteklisindir, Karl.”
“Onu vatana hiyanetten asmak istediklerinde ip kopmuştu ve o da askerlerin onun için kazdığı mezara yuvarlanmıştı.” Nikolai gülümsemeye çalıştı. “Bu öyküyü hiç duymamıştım.” Dominik başını onaylar gibi salladı. “Bu ülkede, diye bağırmış Zhirov. Adamı doğru düzgün asamıyorlar bile.”
“Ben de senin gibiyim,” dedi. “Her şeyi hatırlıyorum.” Bir saniye durdum. Her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken ve diğer herkese hoşçakal demişken ve yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve senin adınla hitap et bana.
Sayfa 246Kitabı okudu
Reklam
Sen benim vatana dönüşümsün. Seninle birlikteyken ve biz beraberken isteyeceğim başka hiçbir şey yok. Sen beni kimsem o, yani sen benimleyken olduğum kişi yapıyorsun Oliver. Dünyada tek bir gerçek varsa o da seninle birlikteliğimdedir ve bir gün sana kendi gerçeğimi söyleme cesaretini bulursam, şükretmek için Roma’daki tüm sunaklara birer mum yakmamı hatırlat bana.
Balık tutmaktan hoşlanmayı öğrendiğim yaz. Çünkü o hoşlanıyordu. Koşu yapmaktan hoşlanmayı. Çünkü o hoşlanıyordu. Ahtapottan, Herakleitos’tan, Tristan’dan hoşlanmayı… Bir kuşun öttüğünü duyduğum, bir bitkiyi kokladığım ya da sıcak, güneşli günlerde ayaklarımın altından buğunun yükseldiğini hissettiğim ve tüm duygularım daima tetikte olduğundan, tüm bunların kendiliğinden ona doğru koştuğunu gördüğüm yaz.
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.