İlim ve terbiye huyları değiştirmez, sadece örter. Kötü huylu bir insanı, ilmi ve tecrübi terbiye usulleriyle, dini ve ahlaki telkinlerle iyiliğe doğru bir dereceye kadar temayül ettirebilir ve huyları üstüne bir astar çekip bunları gizleyebilirsiniz. Fakat değiştiremez ve kötü bir insanı kötülük batağından çekip çıkaramazsınız. Terbiye ile değiştirdiğinizi sandığınız huylar, zaman ve yeri gelince saklı kalan bütün çirkinlikleri ile sırıtıp kendilerini meydana vururlar. Terbiye görmüş kötü huylar tıpkı tepesi kurumuş, fakat kökü cilt altında kalıp müzminleşmiş çıbanlar gibidir. Patlayıp akmak için bir kaşıntı fırsatı bekler.
Bir insanın huyu maddi varlığının bir hassasıdır. Maddeyi tadil edebiliriz. Fakat tabiat ve mahiyetini değiştiremeyiz. Bir demir parçasını teknik usullerle şekilden şekile sokar, mesela çelik haline koyarsınız. Fakat demirin tabiatını değiştirip de onu altın yapamazsınız. Demir daima demirdir, altın da altındır. Yırtıcı bir hayvanı terbiye ederek bir dereceye kadar munis (uysal) bir hale koyabilirsiniz. Fakat kediyi fare sevmekten, köpeği kemik yalamaktan vazgeçiremezsiniz. Akrep sokar, kurt parçalar. Sokmak ve ısırmak bu hayvanların tıynet ve tabiatındandır.
"Anlaşılmanın verdiği nefis zevk, bunu en çok isteyenlere yasaktır – çünkü karmaşık, anlaşılamamış varlıkların özelliğidir bu; ötekiler, yani herkesin anlayabileceği basit insanlar ise – onlar hiçbir zaman anlaşılmaya ihtiyaç duymaz..."